Dijital Ürünler #113
E-bültenin 113. sayısından herkese merhaba! Sözlerime e-bültenle ilgili bir gelişmeyle başlıyorum...
Dijital Ürünler'de yarın komünitenin kendi içinde iş ilanı paylaşımı yapabileceği, küçük bir kariyer platformu duyurum olacak, şimdilik bu kadar detay verip sürprizi kaçırmayayım. :) Bu arada lansmanda yer almak ve Dijital Ürünler okuyucularına ulaşmak için iş ilanı yayınlamak isteyenler (kurucu ortaklar, yöneticiler); bana okuyor olduğunuz e-postaya yanıt vererek ulaşabilirsiniz.
Peki bu sayıda neler mi var? Web3 ürünleri Braintrust ve Opolis, LinkedIn'de AI ile üretilen profil fotoğraflarıyla fake profiller, NFT dünyasındaki yatırım ve satın almalar, şirketlerin yatırımcıları ile iletişimini kolaylaştıran Cabal, 30 dakikada ekonominin işleyişi gibi konular hemen aşağıda sizi bekliyor.
Dijital Ürünler'i Twitter ve LinkedIn hesaplarınızda paylaşmayı, ilgisini çekeceğini düşündüğünüz arkadaşlarınıza forward etmeyi unutmayın.
Keyifli okumalar!
Braintrust: 'Decentralized talent network'
Haziran 2019'da şöyle yazmışım: 'İnsan Kaynakları çoktan disrupt oldu bile!', tekrar tekrar yetenek pazarının değişiminden ve şaşan arz & talep dengesinden bahsetmeye gerek yok, pandemi ile beraber bu değişim daha da hızlandı diyerek girişe son veriyorum...
Bugün size tanıtmak istediğim Braintrust; A seviye yeteneklerle yine A seviye şirketleri bir araya getiren bir pazar yeri, tahmin edeceğiniz gibi tam zamanlı işe alımlar için değil, proje bazlı işler için. Braintrust'ı farklı kılan şeylerin başında yeteneklerden sıfır komisyon, şirketlerden de yüzde 10 gibi düşük bir komisyon alması ve sistemin 'olabildiğince' dağıtık bir şekilde çalışması geliyor. Bu dağıtıklığı ve düşük komisyon oranlarını temelde Braintrust'ın sahip olduğu $BTRST token'ı sağlıyor. Token'a sahip olan yetenekler, sistemin 'kötü' çalışmaması için normal bir pazar yerinden çok daha makul davranıyor. Braintrust ise elinde tuttuğu token'lar sayesinde normal pazar yerlerinden daha özgür davranabiliyor. Yani sizlere daha önce de bahsettiğim DAO'ların güzel ve doğru bir örneğini Braintrust'ta görebilmek mümkün.
Braintrust'ın tüm altyapısının da platformda yer alan yetenekler tarafından hayata geçirildiğininin altını çiziyorum.
Peki Braintrust nasıl çalışıyor? Şirketler olabildiğince spesifik bir şekilde proje detaylarını yayınlıyor; yetenekler ise iş ilanlarına ellerinde tuttukları token'ları riske ederek adeta teklifte bulunuyor ve eşleşme büyük oranda organik, insan müdehalesi minimumda, gerçekleşiyor. Platformda yer almak için yaptığınız başvuru ise ekip tarafından inceleniyor ve minimum 5 yıl tecrübe gibi kriterlere sahip olmanız bekleniyor. Yetenekler komisyon olmadan ödemesini alıyor, şirketler de ücretin yüzde 10'u kadarıyla token alıp sisteme koyuyor. Böylece platformu kullandıkça platformun yönetiminde söz sahibi olduğunuz, 'olabildiğince' kullanıcıları tarafından yönetilen bir ağ yaratılmış oluyor.
Pazar büyüklüğü tahminlerinizin de üzerinde...
BrainTrust'ın metriklerini gerçek zamanlı olarak şuradan takip etmeniz mümkün. 2018'da hayata çeken Braintrust'ta bugüne kadar 55 milyon doları aşan işlem hacmi oluştu. Yalnızca Upwork son çeyrekte 904 milyon dolar, Fiverr 260 milyon dolar hacime ulaştı. Masanın diğer tarafındaki Deloitte'un 2021 cirosu dünya çapında 50 milyar dolardan fazla, evet yanlış okumadınız.
Ya diğer pazar yerleri...
Yetenek alanındaki ihtiyacın büyüklüğünden olsa gerek; şirket, 2018'de kuruldu ve web3 alanında en hızlı ve istikrarlı büyüyen şirketlerden biri olmayı başardı. BrainTrust'ın kurduğu yatırım fonuyla aynı zamanda yatırımcısı olan, keyifle takip ettiğim e-bültenlerden Not Boring incelemesini de konu ilginizi çektiyse tavsiye ediyorum. Braintrust bir çok açıdan (web3 ve tokenomics gibi yeni yeni gelişen konu başlıkları başta olmak üzere) örnek alınası bir şirket ve gelecekte adından daha sık söz edeceğiz gibi.
Diğer yandan Braintrust'ın proje bazlı işlerde yaptığını Booking, Airbnb, Uber ve diğer dev pazar yerlerinde ileride yapmaya çalışan örnekler çıkar mı, çıkarsa pazarda nasıl karşılanırlar hep beraber göreceğiz...
Uyarı: LinkedIn'den gelen mesajlardaki profil fotoğraflarına artık daha dikkatli bakacaksınız :)
Aslında siz e-bülten okuyucuları için hiç de şaşırtıcı bir haber değil ama hafta içinde konu gündeme gelince ben de burada bahsetmek istedim. NPR imzalı bir makalede; LinkedIn'de satış amaçlı olarak oluşturulan ve profil fotoğrafları yapay zeka ile gerçekte varolmayan birine ait fake profillere bolca rastlandığından bahsediliyordu. Haberde yer alan bazı örneklerde bir kulağında küpe olup diğerinde olmayan kadınlara ya da göz merceğinin hizası tutmayan erkeklere, saçları bir anda azalıp çoğalan insanlara rastlamak mümkün.
Çin'de, Rusya'da ve ABD'de aynı kaynaktan oluşturan sahne profil fotoğraflarıyla gerçekte olmayan gazetecilere veya bazı siyasetçilerin destekçisi gibi görülen sosyal medya hesaplarına yakın geçmişte sık sık rastladık. Hatta son örneklerden biri de Rusya'ya aitti, Kiev'de 'yaşayan' Ukrayna hükümeti karşıtı bir blogger ve çok daha fazlası...
NPR makalesinde bu fake profil işini satış eforu için kullanan 70'den fazla şirketten bahsediliyor, sayı nereden baksanız en 700 binlerde falandır diye düşünüyorum. Bugün çoğu startup bu gibi 'taktikleri' uyguluyor, daha 'masum' olanları da ekipte yer alan senior kişilerin profillerini junior kişilere emanet ediyor. İşin ilginç yanı Stanford'da yapılan araştırma şunu söylüyor: AI üretimi profil fotoğrafları daha güvenilir bulunuyor. :) Bir diğer ilgimi çeken sayı şu oldu: 2021 ilk 6 ayında LinkedIn tarafından kaldırılan fake hesap sayısı: 15 milyon.
Sonuç olarak; deepfake'in gidişatını da düşünecek olursak bir süre öncesine kadar yazıştığımız pencerelerdeki kişiler için 'kesin fake' diyorduk; yakında sosyal medyada gördüğümüz herkes, telefonda anlamlı cümleler kursa da sesini duyduğumuz insanlar hatta video içinde gördüklerimiz kısacası herkesten 'şüphe' edeceğiz.
Kapatırken; ne Twitter ne Instagram ne de LinkedIn'in bir son kullanıcı olarak söylüyorum ki fake ve spam süreçlerinin başarılı olduğunu söylemek çok zor.
NFT alanındaki yatırım ve satın almalar
Muhtemelen denk gelmişsinizdir ama; geçtiğimiz haftalarda NFT aleminin en popüler ve değerli koleksiyonlarından Bored Ape Yatch Club'ın yaratıcısı Yuga Labs, CryptoPunks ve MeeBits'i satın aldı. Bu hafta içinde Bored Ape Yacht Club; 450 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Satın alma sonrası hedef NFT tabanlı oyun ve şirketin metaverse atağı (Otherside) olarak özetleniyor.
Netflix'te yayınlanan Ready Player One'ı duymuşsunuzdur, kurucu ekip tam anlamıyla dizideki deneyimi yaşatmak istediğini söylüyor. Ayrıca Yugo Labs kısa bir süre önce kendi kripto parası olan ApeCoin'in de lansmanını yaptı. Metaverse trendi uğruna çatı şirketinin adını Meta koyan Facebook bir yana; aldığı yatırımlar ve oyun stüdyolarıyla (Animoca ile olan anlaşması açıklandı bile) kuracağı ortaklıkları düşünecek olursak Yuga Labs'ın kısa vadede Facebook'tan daha büyük ses getireceğini tahmin etmek güç değil.
Tüm bu gelişmelerden sonra üzerinde durmak istediğim iki konu var. İlki Yuga Labs'in satın alma sonrası CryptoPunks ve MeeBits için IP haklarına da sahip olması. Yani akıllı kontrat ile bir NFT sahibi olsanız ve bunu Ethereum ağı EVM yaşadığı sürece kimse değiştiremese de koleksiyonun IP hakları bambaşka bir konu-ymuş. Yuga Labs bu hakları NFT sahiplerine vereceğini ve bağımsız geliştiricilere yeni uygulamaların kapısını açacağını duyurdu. Ama Yuga Labs'ın duruşundan bağımsız olarak IP haklarının geçişi ilgi çekici bir konu başlığı.
Diğer yandan Yuga Labs'in 450 milyon dolarlık turdaki yatırımcı sunumu internete sızdı. Sunuma göre şirketin 2021 yılı net satış geliri 127 milyon dolar, 2022 yılı için de tahmin yatırım tutarına oldukça yakın, 455 milyon dolar. 'Net revenue margin' %93, 22k aktif kullanıcı ve 6 bin doların üzerinde ARPU diğer dikkat çeken rakamlar. Tabii sunumda asıl dikkat çeken tüm bu istatistiklerden öte Yuga Labs'ın sahip olduğu kültür ve marka gücü ile tam olarak bunun üzerine inşaa etmek istedikleri meta evren kurgusu. Ekibin sunumun eski bir versiyon olduğunu söylemesi çok da önemli değil zira vizyonlarını net bir şekilde görmek asıl önemli olan. Facebook başta olmak üzere internet devlerinin ilgi ve yatırımlarını açıkladığı bir alanda Yuga Labs'ın da söylediğim gibi aldığı 450 milyon dolarlık yatırım pazar şartlarında oldukça normal duruyor. :) Yukarıdaki linkte sunumun takım, metrik ve finansallar slaytlarına ulaşabilirsiniz.
Opolis: 'Bağımsız' çalışanları, 'normal birer çalışan' gibi finansal sisteme sokan kooperatif
2028'de yalnızca ABD'de 90 milyon bağımsız çalışan olacağı tahmin ediliyor. Yani Türkiye özelinde konuyu özetleyecek olursak herhangi bir şirketin bordrosunda bulunmayan, belki kendi verdiği hizmetler için şahıs şirketi kuran; serbest çalışanlardan söz ediyorum.
Bu kişiler için sigorta ve kredi gibi bankacılık çözümleri, -özellikle global- ödeme alma süreçleri ve büyük şirketlerin sunduğu diğer yan haklar önemli bir problem. Tam da bu noktada ABD merkezli Opolis; web3 dinamiklerini (DAO) de kullanarak platform üyesi kişilerin ortağı olduğu bir şirket gibi konumlanıyor ve tüm bu dezavantajları ortadan kaldırmayı hedefliyor.
Opolis kullanıcıları ABD doları veya kripto para ile ödeme alabiliyor, grup sigortasında faydalanabiliyor, emeklilik planı sahibi olabiliyor, sağlık sorunlarından dolayı çalışamama için sigorta yaptırabiliyor ve çok daha fazlası... Opolis'i asıl çekici kılan ise kurguladıkları $work yapısı ile kullanıcılarına katkı sundukları oranda parçası oldukları bir 'sendika' kurması.
İşi doğası gereği ABD merkezli olan Opolis şu an için sadece ABD'de anlamlı bir çözüm. Gig economy ve great resignation gibi konuları da düşünecek olursak bu alandaki çok sayıda çözümün orta vadede önemli büyümeler göstereceği kesin gibi. Opolis'i asıl farklı kılan ise $work, kurguladıkları tokenomics ve DAO yapısı.
Cabal: Kurucu ortaklar için ortaklarla (cap table) iletişim platformu
Ülkemizde SPK'nın düzenlemesiyle yakın geçmişte resmi hale gelen kitlesel fonlama, tüm dünyada büyümeye devam ediyor. Web3 ile beraber şirketlere ortak olmak, hiç olmadığı kadar kolay. Daha önce bu satırlara taşıdığım AngelList ve benzerlerinin sunduğu syndicate yani bir yatırım için tek bir isim altından kolayca yatırım yapabilme konusu da aynı şekilde ABD başta olmak üzere artık 'mass'e indi'.
Tüm bunları alt alta koyunca cap table (şirketlerin ortaklık tablosu) ile şirket kurucularının iletişimi farklı bir boyuta taşındı dersek hiç de yanlış olmaz. Cabal da bu iletişimi çok daha kolaylaştırmak için yola çıkmış. Bu arada Cabal, Dijital Ürünler'de sıklıkla andığımız Y Combinator girişimlerinden biri.
Şirketin güncellemeleri tek bir panelde paylaşabilmenizi sağlayan Cabal, ortakların şirketin satış ve pazarlama faaliyetlerinde aktif rol oynamasını da kolaylaştırıyor. Sözleşme ve e-imza akışlarını Cabal üzerinden yürütmek de mümkün. Şirket ortaklarının yatırımcıları CRM benzeri bir modülle segmente etmesi ve gruplara özel mesajlar gönderebilmesi de Cabal'ın öne çıkan özelliklerinden biri. Twitter ve Salesforce gibi araçlarla da entegre olabilen Cabal, yatırımcılardan tanıştırma e-postası isteme gibi talepleri akıllıca yönetebilmenize yardımcı oluyor. Ya da yapacağınız işe alımlarda yatırımcılarınızla bağlantıda olan kişiler için referans istemek gibi bugün yönetmesi zor konular da bu entegrasyonun sunduğu faydalardan...
Cabal kağıt üzerinde çok güzel bir fikir ancak uygulamada nasıl olur emin olamadığım noktalar var. Yüksek risk içeren bir sınıfta yatırım yapan kişilerin Cabal gibi bir platformu hakkını vererek kullanması valide etmek gereken önemli bir eşik. Ama özellikle kitlesel fonlama gibi daha büyük sayılardaki yatırımcıları yönetmek ve normal şartlar altında alınamayacak faydaları mümkün kılmak kesinlikle akıllıca.
Crowdcube, Seedrs veya AngelList olsaydım Cabal'ı hazır bu kadar erken aşamadayken satın alırdım, Cabal olsaydım da B2B2C bir iş modeline pivotlamayı kesinlikle denerdim diyerek bitiriyorum. :)
Kapanış...
Bir e-bültenin daha sonuna geldik. Buraya kadar geldiyseniz keyifle okudunuz diye varsayıyorum ve Dijital Ürünler'i paylaşmayı sakın unutmayın diyorum. :) Bana ulaşmak için e-postaya yanıt vermeniz yeterli.
Yarın da Dijital Ürünler komünitesinin iş ilanlarında buluşabilmesi için attığım yeni adımla tekrardan e-posta kutunuzda olacağım. :)
Dijital Ürünler'in 114. sayısı ise 19 Nisan'da.
Sevgiler.