Dijital Ürünler #123
Dijital Ürünler'in 123. sayısından herkese merhaba!
Hiç laf kalabalığı yapmadan bu sayının konu başlıkları;
Adobe'nin finansal olarak rekorlar kıran Figma satın almasının detayları
Web3'ün bugününe detaylı bir raporla bakış (web3'ün önemli metriklerinden DAW (Daily Active Wallets/Users): 2.5 milyon)
Nvidia'nın hafta içindeki lansmanından öne çıkanlar, artık CPU ve GPU içine giren AI ve oyun başta olmak üzere her sektöre dokunan Omniverse
DocSend'in artık gelenekselleşen raporuyla erken aşamadaki girişimlerin yatırım sunumlarından öne çıkanlar
Google'ın inovasyon merkezi Area 120'deki projelerin yarısını iptal etmesinin şaşkınlığı
Dijital Ürünler - Yetenek Kolektifi‘nde aktif iki ilan var; bunlar da Pagzi'nin ’Software Engineer - PHP Developer‘ ve ’NodeJS Backend Developer‘ ilanları. Şirketiniz ya da içinde bulunduğunuz ekiplerin iş ilanlarını siz de Dijital Ürünler topluluğıuyla paylaşmak için buyrunuz.
Dijital Ürünler'i arkadaşlarınızla paylaşmayı da unutmayın.
Keyifli okumalar!
'Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı': Adobe vs Figma
Kuşkusuz #122'den sonra aradan geçen 14 günün en bomba haberi Adobe'nin tam 20 milyar dolar karşılığında Figma'yı satın alması oldu. Bir yıl içinde 400 milyon dolar gelir elde eden (ARR) Figma, bu satın alma ile ARR bazında 50x değerleme ile rekor kırdı. Bugün halka açık şirketlerin median olarak değerlemesi ise 6.3x. Tabii ki Adobe satın almayı yaparken Figma'nın finansallarıyla gerçekçi bir değerleme yapmayı değil; uzun vadedeki en büyük risk unsurunu yok etmeyi hedefledi diyebiliriz.
20 milyar doların yarısı Abobe'nin hissesi, yarısı ise nakit olarak ödenecek. Adobe hisselerinin bir bölümü kurucu ekibe, bir bölümü de şirket çalışanlarına gidecek. Bu arada 20 milyar dolar Figma'yı, bugüne kadar halka açık olmayan bir teknoloji şirketi olarak en yüksek fiyat etiketiyle satılan şirket konumuna getirdi. Adobe'nin hisseleri açıklamanın olduğu gün %17 değer kaybetti. Figma'nın yatırımcıları ise şirketle tanışmalarının hikayelerini paylaşmaya başladı. :) Semil Shah'ın Figma'nın kurucusu Dylan ile tanışma ve yatırım yapma öyküsü kesinlikle ilgi çekici.
Web-based, collaborative (komünite) ve kolaylık
Figma'nın çok çok iyi uyguladığı, Adobe'nin şirketi satın almasını sağlayan en önemli üç başlığı say deseniz bunları söylerim: web-based olması, collaborative (takım çalışması ve komünite gücü) olması ve son olarak kolay olması (on-boarding, doğru fiyatlama -ücretsiz plan ve ücretsiz kullanıcı tipi-). Adobe bundan yıllar önce başlattığı bulut dönüşümünü başarılı bir şekilde uygulamış olsa da bu üç başlıkta bir hayli geri kaldı.
Diğer yandan bu satın alma için rekabet hukukunun ihlal edildiği gibi bir görüş de var. Rekabet hukuku, 'monopoly' olma tanımı gibi konularda çok fazla bilgi sahibi değilim ancak bu satın almanın önünü tıkamak pazar koşulları açısından startup'ları uzun vadede zora sokacaktır, burası kesin. Keza Figma'ya kurulduğu yıl 2012'de sorduğunuzda çok muhtemelen 'çıkış (exit) stratejisi' olarak birinci sırada Adobe'ye satılmayı dillendireceklerdi.
Her ne kadar başlıkta 'kahraman bakkal süpermarkete karşı' demiş olsam da Abobe'nin Figma satın alması '1+2=4' gibi bir denklemi kafamda çağrıştırıyor. Adobe'nin illustration, 3d, video gibi uçtan uca elde ettiği tecrübe ile Figma'nın birleşmesi; eğer Adobe süreci başarılı bir şekilde yönetirse son kullanıcılar için beklediklerinden çok daha iyi bir sonuç doğurabilir. Ki şirketin açıklamasındaki dil, süreci başarılı bir şekilde yönetmek için yeterli farkındalığı sahip olduklarını gösteriyor. Google'ın Nest satın alması ile Microsoft'un GitHub satın almasını bu noktada iki ayrı uca koyarsak sanıyorum ne demeye çalıştığım çok daha iyi anlaşılacak. Figma kurucu ortağı ve CEO'su Dylan, satın alması sonrası Figma'nın başında kalmaya devam edecek.
Web3'ün en önemli metriği (MAW - Monthly Active Wallets): 2.5 milyon
Kripto analiz platformu Dune, hafta içinde birincisini düzenlediği DuneCon isimli konferansında web3'ün bugününü anlatan detaylı ve bir o kadar da dikkat çekici bir sunum paylaştı: Crypto in 2022: Web3 in Data. Rapordan öne çıkarmak istediğim noktalar:
'Web3 web3 deyip duruyorsun, peki Erman günlük aktif wallet sayısı nedir?' diyenleriniz için cevap veriyorum: 2.5 milyon. Bu sayının yaklaşık %40'ı BSC (Binance Smart Chain), %22'si Solana, %18'i Ethereum üzerinde. E-bültende ismi sıklıkla geçen Polygon ise %10'larda.
Merkezi borsalarda (CEX) ayda en az bir kez işlem yapan kullanıcıların toplamı ise 90 milyon civarında. Binance hacimde %80'lere yaklaşırken bu 90 milyonun sadece 28 milyonuna sahip. Merkezi olmayan borsalarda (DEX) ise Uniswap oluşan hacim %66'sının sahibi.
OpenSea'nin de desteklemeye başladığı Solana, NFT sahibi kitlenin %40'ının tercih konumunda. NFT'lerin işlem hacmindeki düşüş ise bir hayli dikkat çekici: geçtiğimiz yaza oranla %97! Günümüz NFT koleksiyonlarının fonksiyonlarını düşününce aslında çok şaşırmamak lazım. :) Günümüzün NFT projeleri değil belki ama oyunların, yeni web3 ve halihazırdaki web2 platformlarının orta vadede NFT yöneliminin çok hızla artacağını düşünüyorum. Bu noktada Solana da %40'lardan aşağılara inecektir, Ethereum ve L2 çözümleri dominant hale gelecektir diyorum. Bu arada Solana hacimde çok daha düşük bir noktada, ama fiyat etike etkisiyle de NFT sahibi kullanıcı sayısında %40 ile 2. sırada.
L2 demişken; Ethereum'un #TheMerge'ü sonrası beklentiler aksi yönde olsa da L2 çözümlerin yükselişi devam edecektir. Bugüne baktığımızda Ethereum'un %40'ı L2'lar üzerinden geçiyor.
DAW (Daily Active Wallets) kadar geliştirici sayısı da web3'ün geleceği için oldukça önemli. Oraya baknca her hafta 5 bin geliştiricinin akıllı kontrat deploy ettiğini görüyoruz. Daha da önemlisi aylık 300 bin kontrat sayısı son beş aydır aşağı inmiyor ve bir standart haline gelmiş gibi.
Ethereum özelinde Messari imzalı 2022'nin üçüncü çeyreğini ele alan şu rapora da göz atmanızı öneririm.
Nvidia'nın dikkat çeken lansmanında anlattıkları ve neleri değiştirebileceği
Oyun sektöründe öne çıkan konular ikiye ayrılıyor gibi. Ya herkesin geleceğine hem fikir olduğu, sadece teknolojik adaptasyon olarak en az 2-3 yıla ihtiyaç duyan konular; ki bunlar arasında AR/VR, cloud gaming ilk aklıma gelenler. Ya da hafta içinde bir yatırım haberiyle bomba gibi düşen 'free-to-own' temalı NFT oyunları gibi konular. NFT'den bağımsız free-to-play oyunların son yılda 120 milyar dolar sektör büyüklüğüne sahip olduğunu ve bu oyunların en iyilerinden birinin (Machine Zone) altında imzası olan kişinin (Gabe Leydon) free-to-own çıkışını (ki henüz belli olmayan detaylar çok) yaptığını düşünecek olursak; konuşulacak malzeme çok ama bu yazıda asıl konumuz Nvidia ve hafta içinde yaptığı lansmandan öne çıkanlar.
Nvidia düzenlediği lansmanda 40 serisi (RTX 4) ekran kartlarını, Ada Lovelace (ilk yazılım geliştirici) mimarisiyle beraber tanıttı. Ada Lovelace mimarisi, milisaniyeler sonra gelecek kareye işlemci katmanında tahminleme ile daha yüksek performans sunuyor. 76 milyar transistöre sahip olan yeni jenerasyon, 30 serisine kıyasla oldukça gelişmiş duruyor, neredeyse her açıdan. Bu yeni mimari, oyun performansını 4 kat arttırıyor, hem CPU hem de GPU ağır oyunlarda. Nvidia'nın donanım odaklı ve son kullanıcıya dokunan yenilikleri bir yana RTX Remix de geliştirici tarafında en çok öne çıkan başlıklardan biriydi, tabii ki Nvidia Omniverse Cloud SaaS platformuyla beraber.
Nvidia Omniverse; hem Unreal Engine ve Unity ile uyumlu olacak hem de Nvidia bulut platformu, AWS ve benzerlerinde çalışabilecek. Python üzerinde veya no-code/low-code yazılım geliştirmeye olanak sunan platform; aynı zamanda hazır 300'ün üzerinde extension'a ve geniş bir 3d model kütüphanesine de sahip olacak. Oyunlar dışında; animasyon ve simülasyon kullanılan her alanda (üretimden mimariye, perakendeden pazarlamaya ve telekoma...) Omniverse konumlanabilecek. 'Digital twin'ler de Nvidia'nın gözünü diktiği bir başka alan.
Oyun dünyasını Nvidia gibi donanım/teknoloji şirketleri olmadan düşünmek imkansız. Evet kısa değil ama orta-uzun vadede cloud gaming'in çok daha ötesinde; farklı katmanlarda AI ve yeni nesil ürünlerin kullanılacağı bir dünya bizi bekliyor. Artık AI GPU ve CPU'ların içine giriyor, oyun motorlarına ek cihaz üreticileri de büyük potansiyel vadediyor.
Lansman videosu evet bir Apple lansmanları gibi değil ama yalın anlatım ve güzel örnek videolarla göz atmaya kesinlikle değer.
DocSend'in gelenekselleşen araştırmasında girişim sunumlarından ('pitch deck') öne çıkanlar ve pazar şartlarına paralel yaşanan değişimler
DocSend'i bilmeyenler için Dropbox'ın satın aldığı, üçüncü kişilerle doküman paylaşımını ölçülebilir ve özelleştirilebilir kılan basit ama etkili bir araç diyebilirim. Bu bölümün konusu ise DocSend'in 3. kez hazırladığı erken aşama girişim sunumları araştırması: 'The pre-seed round in 2021-22: Adapting the pitch deck for a new market'. DocSend'in girişimcilerin sunumlarını yatırımcılarıyla paylaştığı bir numaralı araç olduğunu düşünecek olursak bu araştırmanın değeri daha da anlaşılır oluyor. Peki rapordan öne çıkanlar neler;
Yatırımcıların sunumları inceleme süreleri düştü (%23, yatırım bulamayan girişimlerde sunum inceleme süreleri %40 düştü), girişimcilerin sunum yolladığı yatırımcıların sayısı arttı (%30) ve yatırım turu kapanma süreleri de uzadı. Yatırımlar geçmişte olduğundan daha da çok coğrafya ve demografi odaklı.
'Company purpose' (genelde açılış) slaytı üçümcü önemli slayt haline geldi. Yatırım alabilen girişimlerin ürünlerini anlattıkları slayt üzerinde artık %52 daha az süre harcanıyor. Yatırım alamayan girişimlerin en çok traction'larına yani metriklerine bakılıyor. Bu pazar koşullarında metrik olarak geride kalmak (veya yolun başında olmak) girişimin şansını ciddi oranda azaltıyor.
Özetle yatırımcılar 'bana ürünü anlatma, ürünün başarısını göster' diyor. Yatırım alabilen girişimlerin sırasıyla en çok ilgi çeken slaytları ise: takım, problem ve pazar. Yatırım alamayan girişimlerde ise sıralama benzer olsa da iş modeli en önde, yani olumsuz düşünce burada kesinleşiyor.
Ortalamalara bakacak olursak sadece erkeklerden oluşan takımlar ortalamada en düşük yatırımı alırken, ardından sadece kadınlardan oluşan takımlar geliyor. Erkek-kadın kurucu ekibi olan girişimlerse birinci sırada. Kurucu ekip içinde kadın varsa takım slaytında yatırımcılar %30 daha dikkatli oluyor.
Girişimciyseniz yatırım arayışında olmasanız da bu çalışmayı bir rehber olarak incelemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
Google, şirket içindeki inovasyon merkezi Area 120'deki projelerin yarısını iptal etti
Dünyanın en değerli 4. şirketi Google, daha önce e-bültende de sizlere bahsettiğim şirket içindeki inovasyon birimi Area 120'de çalışılan projelerin yarısını iptal etti. Aynı hafta Google'dan gelen diğer bir haber de Pixelbook'u tamamen kapatmaları oldu. Evet halka açık piyasaların ve genel ekonominin gidişatına, teknoloji devleri de dahil olmak üzere genel olarak dijital dünyadaki işten çıkarılma trendine baktığınızda Pixelbook hamlesi anlaşılır bir çerçeveye oturuyor ama Area 120 ise beni çok şaşırttı.
İsmine Area 120 demeden önce Google Maps'den tutun Gmail'e kadar çok sayıda ürünü 'kurum içi girişimcilik' ile ortaya çıkarıp geliştiren Google'ın bu hamlesi; içeriye hakim olmadığımız için finansal koşullarla mı yoksa ekibin işleyişiyle mi ilgili bilmek hiç kolay değil ama nereden bakarsam bakayım ben şaşırdım. Area 120'deki 14 proje 7'ye düşerken kapatılan projelerde çalışanlar 2023'ün Ocak ayına kadar Google'ın içinde başka bir pozisyona yerleşmezse şirketten ayrılacak.
Son dönemde AI-first projelere odaklanan Area 120 muhtemelen yedi projeyi lansman bütçelerini de düşünerek sonlandırdı ancak inovasyon alanındaki bu gibi küçülmeler her zaman şirketlerin bir nevi önceliklerini ifade eder: geleceği mi bugünü mü kurtarmak. Eğer iyi niyetli bir yaklaşım olsaydı bu projelerdeki toplamda 50-60 kişinin mutlaka bir pozisyona yerleşmesi de sağlanabilirdi örneğin.
Bu bölümde Google, yukarıda erken aşama girişimler; hep beraber zor bir dönem bizi bekliyor...
Kapanış...
Umarım buraya kadar keyifle okudunuz... Dijital Ürünler'i ilgisini çekeceğine inandığınız arkadaşlarınızla paylaşmayı unutmayın.
Bir aksilik olmazsa 2 hafta sonra görüşmek üzere, sevgiler.