Dijital Ürünler #130
E-bültenin 130’uncu, 2023’ün ilk sayısından herkese merhaba! Bu sayının gündem maddeleri;
Visa’dan web3’ün adaptasyonundaki en büyük engele dokunan projesi
Twitter’ın yeni rakipleri, DeSoc’un geleceği
Amazon’dan canlı spor içeriklerine özel uygulama, halihazırdaki eksikler
Togg ve BMW’nin web3 planları, otomobil/mobilite dünyasından diğer örnekler
MicroAcquire.com’un Acquire.com dönüşümü ve mikro girişimler
Merkeziyetsiz borsaya merkezi giriş: Uniswap <> Moonpay iş birliği
Dijital Ürünler - Yetenek Kolektifi’nde e-bülten okuyucularıyla şirketinizdeki açık pozisyonları paylaşabileceğinizi biliyor muydunuz? Platformda an itibarıyla yer alan ilanlar: ‘Senior Growth Marketing Specialist / Arvech’ ve ‘Product manager / VenueX’.
Son oalrak; Dijital Ürünler #130’u ilgisini çekeceğiniz arkadaşlarınızla ve sosyal medya hesaplarınızda paylaşmayı unutmayın. :)
Keyifli okumalar,
Erman Taylan
Visa’dan ‘Account Abstraction’ kullanım örneği: Self-custody cüzdandan otomatik ödeme talimatı
Web3 teknolojileri için bünyesinde büyükçe bir ekip kuran kurumlar şirketlerden biri olan Visa, blockchain özelinde halihazırda 4 odak alanını önceliklendirmiş durumda: güvenlik, ölçeklenebilirlik, geçişkenlik ve gizlilik. Şirket ayrıca geçtiğimiz haftalarda web3’ün deneyimi tartışılan konularından wallet’lara dair önemli gördüğüm bir proje duyurdu: Auto Payments for Self-Custodial Wallets.
Visa’nın bu geliştirmesine geçmeden önce Vitalik’in bundan yıllar önce ortaya attığı Account Abstraction (AA) kavramına değinmek istiyorum. Web3’ün büyük kitlelerce adaptasyonu için kritik bir öneme sahip olan AA; web3’ün belki de en büyük nimeti (değer önerisi) olan self-custody’nin, yani kişilerin parasının, profilinin, kısacası her türlü verisinin gerçekten sahibi olması durumunun, ölçeklenmesi için olmazsa olmaz bir öneme sahip. Günümüzde self-custody’nin kalbinde kripto cüzdanların en önemli parçası olan private key’ler yatıyor; yönetimi zor/karmaşık olması ve başka alışkanlıklar (geri dönülemezlik gibi) gerektirmesi nedeniyle private key’lerden adaptasyonda aynı zamanda en büyük problem olarak bahsedilebilirim sanırım.
Private key’lerin bugünün EVM’inde yani Ethereum’unda asıl problemi; bir hesabın sahibi olmakla o hesabın dahil olduğu herhangi bir işlemin gerçekleşmesinde onaycı olmak PK altında adeta ‘merge’ olmuş durumda. Yani, Ethereum’un tüm güvenliği PK üzerine kurulunca; bir başka deyişle tüm varlığınızın durduğu cüzdanı açmak için de; o cüzdanın dahil olacağı küçücük bir işleme onay vermek için de aynı PK’i kullanmak durumunda olunca adaptasyonda ciddi bir UX problemi ortaya çıkıyor, neden? Çünkü insanlık olarak şifre yönetiminde iyi değiliz ve insanın doğası gereği hata yapmaya (yanlış butona tıklamak veya kopyala yapıştır yaparken yanlış metni yapıştırmak gibi şeylerden söz ediyorum) oldukça açığız. :) En kısa tanımıyla AA da birden çok signer’ın (kabaca PK’in) ortaya çıkması gibi çözümlerle işte bu probleme çözüm sunuyor. EIP 4337, Account Abstraction’ın 2. katman (L2) çözümlerle ilgisi, çok çeşitli use-case’ler ve AA ile ilgili teknik detaylar için şu sunuma bakmanızı tavsiye ederim. Sunumla beraber AA üzerine çalışan ve Visa’nın aşağıdaki projede iş ortaklarından biri olan Argent’i de inceleyebilirsiniz.
Peki Visa PoC çalışmasında neyi konu aldı?
Visa’nın geliştirdiği PoC tadındaki projeye geri dönecek olursam; 2. katman çözümü StarkWare ve Argent kullanan Visa; self-custody wallet’larıyla son kullanıcıların, daha önceden belirledikleri sınırlarda ‘auto payment’ yapabilmelerine olanak tanıdı.
AA’ın getirdiği en büyük nimetlerden olan programlanabilir imzaları kullanan Visa; koşul X olduğunda Y’ye ödeme yetkisinin tanımlanması sayesinde t anında hesabında yeterli bakiye olmayan bir kullanıcının; ileri tarihli bir ödeme talimatı oluşturmasına ve hesabındaki bakiye yeterli olduğu durumda söz konusu ödemeyi gerçekleştirmesini bu projede hayata geçirdi.
Account Abstraction sayesinde yalnızca bir kere onay vererek bir oturum (‘session’) içinde cüzdanınızdan sınırsız işlem yapmanız (oyunlar için kritik), private key’inizi kurtarmak için gardiyan denilen yapıların devreye almanız, çeşitli kısıtlar koyarak cüzdanınızdan başkalarının otomatik işlemler yapabilmesinin iznini vermeniz (Visa örneğine oldukça benziyor değil mi?), birden çok kişi tarafından onaylanarak hayata geçirilecek işlemlere kişi bazlı tutar kısıtları koymanız ve çok daha fazla akış mümkün hale geliyor. Evet Web3 için yeni, günümüz internet alışkanlıklarının ise kaçınılmazı olan tüm bu akışları hayata geçirmenize yarayan AA henüz kullanımı yaygınlaşmasa bile orta-uzun vadede üzerine çok konuşacağımız, farkında olmasak da kullanıcısı olacağımız bir teknoloji.
Bugünün fintech dünyası oldukça gelişmiş bir noktada, dolayısıyla Visa’nınki gibi PoC projeler ‘ee ben bunu normal hayatta 10 senedir yapıyorum’ dedirtiyor, haklısınız. Ancak sahipliğin tamamen kullanıcıda olduğu blockchain dünyasında hala gidecek çok yol var ama yolun sonu da çook daha merkeziyetsiz. Bu arada Visa’nın bu proje fikrine 2022 başında şirket içinde düzenlediği bir hackathon’da karar verdiğini de eklemek istiyorum. Ayrıca Visa dışında PayPal, Stripe ve Plaid gibi fintech devlerinin web3 alanında ödemeye getirdiği yeniliklerden ve kurduğu takımlardan sizlere daha önce bahsetmiştim. Visa fintech dünyasındaki diğer örneklere kıyasla web3’ün en derinine inen ve iş ortaklarıyla fark yaratan bir projeye imza atmasıyla kuşkusuz ayrılıyor ve alkışı hak ediyor.
Bazı Twitter alternatifleri (Mastodon, Lens, DeSo BeReal?..) ve DeSoc üzerine
Sizlere #118’de ‘Decentralized Social’ yani DeSoc’dan ve öne çıkan Soulbound Token (‘SBT’) kavramından bahsetmiştim. 2022’de önemli bir büyüme gösteren web3 tabanlı sosyal medya uygulamaları (DeSoc), etkileşeme geçen cüzdan sayısında özellikle yılın sonlarında büyük bir ivme yakaladı ve 2.5 milyon barajına dayandı (yılın başında 200 bin dolaylarındaydı).
Not your keys, not your content
Twitter borsadaki performansı ve reklamlardan elde ettiği gelir gibi metriklerde rakiplerine pek yaklaşamasa da son dönemin reel hayata en çok etki eden sosyal medya uygulaması desem sanırım itirazınız olmaz. Elon Musk dönemiyle beraber doğru bulduğum adımlar atılmış olmasına rağmen her ne kadar geçmişte yaşansa da ‘Twitter Files’ ile bir takım düşünce gruplarının sansürlenip, bazılarının ise ön plana çıkarıldığının ortaya çıkması; son dönemde bir takım gazetecilerin platform dışına atılması ve Twitter’ın rakibi olan platformların paylaşılmasının engellenmesi gibi ‘olağandışı’ şeyler de yaşandı. Evet diğer sosyal medya devlerinde de benzer şeyler olmadı değil ama Twitter işi adeta farklı bir boyuta taşıdı). Yani şurada çok güzel bir şekilde anlatıldığı ‘not your keys, not your content’. :) Jack Dorsey’nin merkeziyetsiz ve açık kaynak kodlu bir Twitter diyebileceğim Zion çıkışından da #126’da detaylıca söz etmiştim. Sonuç olarak geldiğimiz noktada bazı düşünce gruplarını kendine küstüren Twitter’a adeta bir rakip arayışı mevcut. Ancak ‘network effect’ denilen şeyin ete kemiğe bürünmüş hali olan Twitter’a rakip olmak pek de kolay değil…
DeSoc ile giriş yapmıştım, başa geri dönecek olursam Polygon üzerinde yer alan Lens Protocol ve BNB üzerindeki DeSo en öne çıkan oyuncular ve her ikisinde de platform üzerinde uygulama geliştirmek mümkün.Diğer yandan A16Z ve Accel gibi isimlerden yatırım almayı başaran Fransa çıkışlı sosyal medya uygulaması BeReal, son olarak 20 milyon günlük aktif kullanıcı barajını geçtiğini açıkladı. Anlık gönderdiği bildirimle beraber çift kameradan fotoğraf yüklediğiniz BeReal gibi kendi fotoğraflarınızı değil, arkadaşlarınızı ifşa ettiğiniz fotoğrafları paylaştığınız Poparazzi de popüler denebilir. Ancak BeReal ve Poparazzi; Twitter’dan ziyade aslında Instagram’a birer rakip. Peki Twitter için birebir rakip olan, Twitter’daki kullanıcı rahatsızlıkları üzerine bir değer önerisi inşa eden oyuncu var mı diyorsanız: Mastodon. Açık kaynak kodlu Mastadon, aslında 2016’da Almanya’da kurulmuş. Kar amacı gütmeyen ve bağımsız sunucularda barınan uygulama blockchain tabanlı değil ama dağıtık bir mimariye sahip. Her bir sunucu, yani komünite, kendi moderasyonunu ve içerik yönetimini kendi yapıyor. Şu an 2 milyonun üzerinde aylık aktif kullanıcısı bulunan Mastodon’un yanısıra bi başka A16Z yatırımlı oyuncu Post News da haber odaklı bir diğer örnek.
Özellikle Mastodon mimarisi ve şirket değerleri düşünüldüğünde teorik olarak güzel bir deneme olsa da onun da Twitter’a rakip olması hiç kolay gözükmüyor. Gerçekten de network effect’i yenmek hele Twitter gibi modellerde hiç kolay değil ve başarılsa da ciddi zaman alıyor. Keşke Zion benzeri bir modelle; tüm bu Twitter rakiplerinin aynı e-posta protokolü gibi isteyenin istediği istemciden kullanacağı açık bir yapıya evrilse. Bu atılımı da Twitter’da ancak Elon Musk gibi bir yönetici yapabilirdi. :)
Son olarak Lens örneği üzerinden merkeziyetsiz bir sosyal medya uygulamasının ölçeklenmesine dair güzel bir teknik analiz meraklısı için tam da burada.
Amazon spor içeriklerine özel, farklı bir uygulama üzerinde çalışıyor
Katar’daki Dünya Kupası Messi’nin hikayesiyle milyarların tekrardan futbola heyecan duymasına sebep olsa da futbol ve diğer sporların izleme ve taraftar deneyiminde çok büyük eksikler olduğu bir gerçek. Sizi bilmiyorum ama bazen kendimi izlediğim bir futbol maçındansa; karşılaşmayla ilgili bi taktik değerlendirme videosunu izlemekten daha çok keyif alırken buluyorum. Spor karşılaşmaları her yıl sayıca daha da artarken Messi gibi hikayeler azalıyor, maçların kendisi sıkıcı hale geliyor. Mobilden izlenme ve VOD talepleri gün geçtikçe artış gösteriyor. Farklı kamera açıları, örneğin tek bir futbolcunun gözünden, saha içinden, tribünde bir koltuktan ya da yedek kulübesi içinden hala yaygın değil; stadyumlardaki izleme deneyimine hiç girmiyorum bile. Mobil yayınlara özel düzenlenebilecek ayrı ihaleler, yeni kamera açıları ve scout programlarının sunduklarına benzer akıllı özetler ilk aklıma gelen yenilikler, örneğin hemen şurada Dünya Kapısı’ndan güzel bir ‘trailer’ mevcut. Ayrıca VR’la beraber stadyumdan izleme deneyiminde de dönüşüm yaşanması fazlasıyla olası.
Tüm bunları ara ara düşünürken (ülkeden ülkeye değişse de NFL, Premier League ve baseball gibi lisansları elinde bulunduran) Amazon’un canlı spor içerikleri için yeni ve ayrı bir uygulama üzerine çalıştığı haberine rastladım. YouTube’un benzer atılımlar için çalıştığı konuşulurken uzun vadede canlı spor karşılaşmalarını Amazon, YouTube ve benzeri teknoloji odaklı platformlarda izlememiz; günümüzün TV yayıncılarına kıyasla daha muhtemel.
Erman bu konuyu web3’e bağlamadan mı geçeceksin dediğinizi duyar gibiyim, tabii ki hayır! :) Fan token’lar şu an için sunmayı vadettikleri utility dünyasından çok uzaktalar ama hala önemli bir potansiyel barındırıyorlar. Öyle ki NFT ve fan token’larla beraber yenilikçi modellerin ve klüpler için gelir kapılarının açılacağını düşünüyorum. Hemen yukarıda sağdığım bazı modeller pekala bu dünyanın utility’lerine dönüşebilir. Şu an için fan token’ların gidişatı ve spor kulüplerinin adımları pek ümit barındırmasa da markaların başarısı burada da bir norm haline gelebilir.
Togg’un web3 planları ve BMW’nin de ‘web3 loyalty program’ kervanına katılması
Araçlarının takibini bir NFT ile blockchain üzerinde tutan Alfa Romeo, 2023’ün önemli kelimelerinden karbon emisyonu için blockchain üzerinde bir pazar yeri oluşturan Mercedes-Benz ve Polygon üzerinde bazı ek avantajlar sunan NFT’lerini yayınlayan Bentley ve tabii NFT koleksiyonu ile satışta öncelik ile Avalanche iş birlikleri gibi atılımlara imza atan Togg… Otomobil dünyasından bazı örnekler bunlarken web3 odaklı sadakat programlarına bir yenisini de hafta içinde BMW ekleyerek BNB ile iş birliğini duyurdu. Öncelikle Tayland’da başlaması planlanan programda BMW sahipleri elde edecekleri sadakat puanlarını, ekosistem içindeki farklı avantajlar için kullanabilecek, şimdilik başka bir detay yok, fazlasıyla ‘çok geç kaldık, biz de bir şey duyuralım’ haberi... :)
Asıl gelelim Togg’un web3 planlarına… Kronolojik olarak gidecek olursam; ilk olarak 2022 başında Avalanche ile iş birliğini duyuran Togg, ardından Mart’ta Toggen’ı tanıtmış ve sonrasında mobil uygulaması Trumore’a dair detayları duyurmuştu. Şirket son olarak CES 2023’te araç satışında öncelik tanıyacak NFT koleksiyonunu açıkladı. Web3’ten başımsız olarak global rekabette bir otomobil üreticisi olarak değil de bir akıllı mobilite platformu olarak konumlanmak oldukça akıllıca.
Henüz ortada otomobil yokken token lansmanı (açıklamalara göre) planlanması, iş ortağı seçiminde de Türkiye odaklı gidilmesi gibi kağıt üzerinde kafama yatmayan bazı detaylar ve uygulamanın nasıl olacağına dair (fikirden pratiğe) belirsizlikler olsa da Togg’un planları oldukça önemli ve umut verici diye düşünüyorum. Üstelik diğer örneklerin de pratiğe yansımasını henüz görmediğimiz için Togg’un planlarını diğer sektör oyuncularının planlarıyla kıyasladığımda, Togg’un üretimde de (örneğin çok geniş ekranlar gibi) farklı hareket etmesi gibi detaylarla beraber öne çıktığı bir gerçek.
MicroAcquire’ın Acquire.com dönüşümü
Sizlere daha önce bu satırlarda bahsettiğim MicroAcquire.com, isminden micro’yu attı ve Acquire.com’a dönüştü. Mikro girişim fikirlerinin bir pazar yeri olan platform bu dönüşümle beraber şahsi kanaatim geçmişte pek de ‘burnunu sokmadığı’ daha büyük tutarlardaki girişim satışlarına da ev sahibi olmayı hedefliyor.
Kurulduktan bu yana, sadece 2 yılda 750’den fazla kurucunun micro exit’ler yapmasına aracılık eden MicroAcquire; ürünlerin/girişimlerin metrik takibini kolaylaştırmak, hukuki gereksinimler için şablonlar sunmak, satın alma işleminin güvenli bir ortamda gerçekleşmesi gibi özelliklere sahip. 50 bin dolardan 50 milyon dolara kadar geniş bir aralıktaki startup satışları için bir pazar yeri olarak konumlanan Acquire’da, bugüne kadar hiç yatırım almamış bir başka deyişle ‘bootstrapped’ ilerlemiş startup’lardan VC yatırımı almış startup’lara kadar geniş bir aralığı görebilmek mümkün.
Bu arada Acquire.com’da listeleyecek bir ürününüz veya satın alma planınız olmasa -henüz- bile platforma üye olup takip etmenizi öneririm; hem yeni iş modellerini hem de platformda yer alan girişimlerin kendilerini nasıl anlattıklarını gözlemlemek adına.
Günümüz makro-ekonomik şartlarıyla beraber startup yatırımlarının sayı ve tutar olarak azalacağı, VC’lerin fonlarını daha az sayıdaki startup’ı (ve portfolyolarında yer alanları) daha çok desteklemeye yönlendireceği artık çok net. Ayrıca yeni fon bulamayacak olan startup’ları ve VC yatırımı için birleşmesi gereken startup’ları düşününce Acquire.com’dan bağımsız pazarda bir büyüme yaşanması kesin gibi. Acquire.com, AngelList gibi platformlar ve küçük boyuttaki yeni fonlarla kuracağı olası entegrasyonlarla beraber bugünden çok daha hızlı büyüyebilir. Ayrıca uzun vadede bizzat kendisinin de bir acquisition’a konu olacağını düşünmüyor değilim. :) YC gibi programlar ya da AngelList gibi platformlar bu noktada en büyük adaylar.
Moonpay entegrasyonuyla Merkeziyetsiz Borsa (DEX) Uniswap’a kredi kartı ile girişin önü açıldı
En büyük (işlem hacminde birinci sırada) merkeziyetsiz borsalardan (Decentralized Exchanges - ‘DEX’) biri olan Uniswap, hafta içinde itibari paralardan kripto paralara ‘on-ramps’ ve ‘off-ramps’ çözümler sunan Moonpay ile olan entegrasyonunu duyurdu. Böylelikle yalnızca kripto paralarla alım-satım işlemi yapabildiğiniz Uniswap’a artık Moonpay ile kolayca kredi kartı, banka kartı ve banka transferiyle kripto para satın alarak giriş yapabilmek mümkün hale geldi.
Regüle bir kurum olan Moonpay’in KYC ve AML prosedürlerine tabii olacak olan son kullanıcılara dair herhangi bir kişisel verinin Uniswap’a aktarılmadığı iş birliği DEX yaygınlığı ve kullanım kolaylığı düşünüldüğünde önemli bir hamle. Şimdilik yalnızca ABD, UK, Brezilya ve Euro bölgesinde geçerli olan iş birliğinde her bölgede değişse de 10 bin dolar gibi bir üst limit var.
Uniswap üzerindeki kripto paranızı off-ramp ile banka hesabınız veya kredi kartınıza göndermeniz üzerine ise çalışıyor. Moonpay ile satın aldığınız kripto paralarda da bir sınır var, diğer yandan satın aldığınız kripto parayı Ethereum, Polygon, Optimism ve Arbitrum ağlarına gönderebiliyorsunuz.
Bu arada iş birliğinin en kritik tarafı Moonpay’de yer alan kişisel verilerinizin (adınız, e-posta adresiniz ve kredi kartı bilgileriniz gibi) Uniswap’a hiç aktarılmaması, keşke entegrasyonun bu kısmından da yalnızca beyanla değil, yine blockchain tabanlı bir çözümle bu emin olabilseydik, Metamask’ın geçtiğimiz aylarda cüzdan kullanıcıların IP adresi gibi verilerini sakladığı gündem olmuştu, hatırlatmadan geçmeyeyim. Beyan dışında veri paylaşılmadığından emin olmamız için Moonpay’in KYC sürecinde farklı çözümler geliştirmesi, belki de ZK gibi teknolojileri kullanması gerekiyor-du, ki uzun vadede böyle KYC çözümlerinin de yaygınlaşacağını (‘digital ID’) düşünüyorum.
Kapanış…
Umarım buraya kadar keyifle okudunuz ve Substack’in arayüzüne alıştınız. Her türlü geri bildiriminiz için okuyor olduğunuz e-postaya yanıt vererek bana ulaşabilirsiniz. Ya da Substack üzerinden yorumlarınızı iletmeniz de mümkün.
Dijital Ürünler #130’u ilgisini çekeceğiniz arkadaşlarınızla paylaşmayı da unutmayın.
24 Ocak Salı günü sabahında görüşmek üzere!
2008 yılında Y Combinator’ın düzenlediği Startup School’da konuşmacıların fotoğraflarını çeken ve heyecanla anlatılanları takip eden Garry Tan, 2023 yılı itibarıyla Y Combinator’ın yeni CEO’su oldu. Uzun süredir Vadi’nin en önemli yatırımcılarından biri olan Garry’nin hikayesi ABD gibi bir ülkede ve teknoloji sektörü dışındaki bir sektörde yaşanabilir miydi, hiç sanmıyorum…