Çok büyük bir deprem, ülkece hiç mi hiç hazır olmamamızla çok büyük bir felakete dönüştü, her geçen gün daha da büyük olduğunu anladığımız bir felakete. Utanma, yalnızlık, üzüntü, öfke, çaresizlik, dayanışma… Hepimizin hissettiği bu duyguları atlatmak, normale dönmek bir lanet mi yoksa bir lütuf mu emin değilim. Tek emin olduğum şey ise her birimiz o şehirlere, bu acıyı doğrudan yaşamış insanlara -seçim gündeminden bağımsız olarak- maddi ve manevi destek olmalı, bu acının tekrarını yaşamamak için elimizden geleni yapmalıyız. Ne desem boş, benim için bir diğer normale dönme çabası olan 132. bültenle sizi baş başa bırakıyorum.
Aradan geçen sürede e-bülten de 6 yaşını doldurmuş oldu, LinkedIn’le beraber her sayının 5 binden fazla kişiye doğrudan ulaştığı Dijital Ürünler komünitesinin bir parçası olduğunuz için teşekkürler! Dijital Ürünler e-bülteninde şirketinizin veya ekibinizin iş ilanlarını yayınlamak isterseniz; ‘Dijital Ürünler Yetenek Kolektifi’ platformu da burada.
Yine merkezi yapı, yine korku filmi: SVB
ABD 2008’den bu yana en büyük bankacılık krizini yaşıyor. Silicon Valley Bank (SVB) ile başlayan krizin diğer bankalara ve finansal ekosisteme sıçramasından korkuluyor. Yurtdışında şirketi olan, para tutan herkesin büyük bankalara geçmesi ve portföylerini bölmesi şart. ABD’de ben bu satırları yazdığım sırada krizin başlamasından bu yana 3 günden fazla geçmiş olmasına rağmen resmi kurumlardan kayda değer bir hamle veya bir açıklama hala gelmedi. SVB’de $250k üzerinde mevduat tutan herkesin parasının akıbeti soru işareti. Şu an herkes ABD’de Pazartesi mesaisinin başlamasını bekliyor. :) Şahsi kanaatim; önümüzdeki 1-2 ay içinde bankanın bir konsorsiyum tarafından satın alındığına şahit olabiliriz. (Güncelleme: Pazartesi olunca ABD’deki ilgili kurumlardan ‘sınırsız koruma’ geldi.)
Peki 132. sayının başlıkları neler:
AI (LLM, Generative AI) hype’ı ile ilgili ama hype’dan arındırılmış yorumlarım
Türkiye’den web3’ün dünya gündemine (Chainway ekibinden): ‘Proof of Innocence built on Tornado Cash’ çözümü
Amazon NFT marketplace hazırlığında, Shopify’dan ‘web3 commerce’ özelliği, web3 adaptasyonu ve teknoloji devleri
Beklentiler büyük: Instagram kurucu ortaklarından kişiselleştirilmiş haber okuma uygulaması (Artifact)
Deel’in dikkat çeken büyüme metrikleri, Replit ve compund product’lar
Amazon’un -kendi geliştirmek yerine- ana ödeme çözümü iş ortağı olarak Stripe’ı konumlandırması, Stripe’ın IPO öncesi enterprise’da büyüme çabası
Keyifli okumalar,
AI (LLM, Generative AI) hype’ı
Son e-bültenden bu yana neredeyse iki ay geçti, kuşkusuz bu iki ayın en hype konusu AI oldu. Her şey Midjourney ve Dall-E gibi araçlarla beraber AI ile görsel oluşturma furyasıyla başladı, ardından ChatGPT’nin hızla yüz milyonlarca kullanıcıya ulaşan, bugüne kadar eşine benzerine rastlamadığımız ‘akıllılıkta’ chatbot’unun üzerinden çok geçmeden API’i da devreye alındı. ChatGPT’nin stratejik yatırımcısı Microsoft, Bing’e ChatGPT’i entegre etti, Google’ın Bard yanıtı hayal kırıklığı yarattı ve dahası, tekrar tekrar bir de benden dinlemeyin.
Bana öyle geliyor ki diğer tüm teknoloji hype’larında yaptığımız gibi Generative AI konusuna da olması gerektiğinden fazla bir önem atfediyoruz. Örneğin dünyanın en büyük hızlandırma programı olan Y Combinator’da son iki döneme bakacak olursak zaten hiç olmadığı kadar AI girişimi vardı, büyük şirketlerin unbundle edilip küçük bir fonksiyonunu AI desteğiyle daha iyi yaptığını söyleyen girişimler… Üstelik bunca hype’ın çıkış noktası tek bir şirketin elinde tuttuğu, çok az sayıdaki şirketin tutmaya yakın olduğu bir teknolojik bariyerle geliyor.
Ayrıca ChatGPT’nin Bing ve diğer Microsoft ürünleriyle entegrasyonu Microsoft’u konumlandırmada çok faydalı olsa da biz son kullanıcılar için henüz çok bir anlam ifade etmediği kanaatindeyim, yani ortada bir problem var ama çözüm henüz hazır değil. Bu arada bence kimse bu entegrasyondan memnun değil ama oluşan hype ile Bing 100 milyon DAU’ya ulaşmış. Daha fazla uzatmadan, hype ile ilgili ama hype’dan arındırılmış, sanki AI bu yukarıdaki gelişmeler olmadan önce yokmuş gibi yapmadan konu hakkındaki yorumlarım aşağıdaki gibi;
Microsoft işbirliğinden bağımsız olarak OpenAI kuşkusuz büyümeye devam edecek, şirketin bugüne kadar farklı dikeylerde yaptığı yatırımlarla oluşturduğu portföy bile başlı başına geleceğe damga vuracak ürünleri çıkarmaya aday. Tabii ‘prompt arşivi’ gibi ChatGPT’ye özgü ürünler de üzerine çok büyük bir iş modeli kurgulamak kolay olmasa da kısa vadede ilgi çekeceklerdir.
AI’ın kuşkusuz en eksik olan tarafı tüm dünyada etik değerlerinin net olmaması, hukukuna dair ne ABD ne Avrupa’da elle tutulabilir adımların bir türlü atıl-a-mamış olması, farklı sektörlere has regülasyonların konmamış olması. Tüm bu başlıklar için neresinden baksanız 3-4 seneye ihtiyacımız var gibi duruyor, ve evet konuyu bir yerden web3 bağlıyorum hazır olunuz, AI’ın da merkeziyetsiz olması gerekiyor.
Filtrelenmiş, spesifik bir içerik havuzundan beslenen chatbot’lar yeni nesil arama motoru haline gelebilir. Örneğin şurada severek takip ettiğim Lenny's Newsletter’a özel olarak hazırlanmış bir chatbot var. Sadece Lenny’nin e-bültenleri ve podcast’leri ile beslenen bir chatbot, kesinlikle ürün insanları için çok şey ifade ediyor. Diğer yandan kurumlara özel olarak hazırlanan; e-posta, Atlassian ürünleri, Slack ve diğer şirket içi platformlardan beslenen, kuruma özel ve kapalı devre bir chatbot verimliliği kuşkusuz bambaşka bir boyuta taşıyacaktır. Kendisini ‘ChatGPT for product research’ şeklinde tarif eden Kraftful gibi ‘ChatGPT for X’ ürünlerine de değinmeden geçmemiş olayım.
Kurumlar demişken; AI belki insanların işten çıkmasının top-5 sebebinden biri bile olmayacak ama her türlü pozisyon ve sektörde, her türlü çalışan için bir co-pilot etkisi yaratacak, daha doğrusu yaratmaya devam edecek. Çalışanlara düşen de hala bu teknolojilerin erken benimseyenleri olmak, daha iyi anlamak, doğru anlarda kullanmak.
Generative AI’ın büyük fırsat barındırdığı alanlardan birisi de kuşkusuz yazılım geliştirme, ürün yaratma ve tasarım (UI, research, UX…) süreçleri. Mesela Replit gibi platformlar no-code/low-code kavramlarına ayrı bir boyut kazandırabilir. Şu an bile iterasyonlarla yürüyen, ‘numbers game’ tadında daha fazla geri bildirim aldıkça veya daha fazla versiyon ürettikçe daha iyi hale gelen bu süreçler AI kullanımına fazlasıyla açık
Koca ülkenin gelecek stratejisini AI üzerine kurgulayan Çin’den bu hype’da hiç söz etmiyoruz, daha Generative AI konusunda elini görmediğimiz Çin de oyuna dahil olunca enteresan gelişmeler olabilir.
Son olarak gelin fintech sektörü özelinde bir ‘Generative AI etkisinin’ analizini yapmaya çalışalım. Kabul; finansal teknolojiler uzun süredir AI’ı en iyi kullanan sektörlerden bir tanesi, peki fintech’lerde Generative AI’ın ne gibi kullanım alanı var? En başta yukarıda da belirttiğim gibi fintech, kendi içindeki regülasyonlarla sınırları çok net çizilmiş bir sektör, bugünden bile. Dolayısıyla veriye ulaşmak, veriyi işlemek ve diğer işlemler için regülatif çok sayıda engel var. Bu engeller bir tarafa; son kullanıcının önüne çıkarılabilecek öneriler sunan, ‘conversational’ bankacılık ürünleri, finansal kurumların birbirleriyle veri paylaşamı yapmasının önünü açacak ‘data aggregation’ platformları ve fintech şirketlerde çalışanların co-pilot’u olarak konumlanacak ürünler ilk aklıma gelen ilk kullanım alanları. Evet, bu üç konu da finansa özgü değil, diğer sektörlere de taşınabilecek türde şeyler. Demem o ki, herhangi bir sektör özelinde düşündüğünüzde de yıkıcı inovasyon için o sektör özelinde değil, genel çözümler akla geliyor.
Hala Dijital Ürünler’e abone olmayanlar için;
Proof of Innocence: Tornado Cash kullanırken akıllı kontrat ve ZK teknolojisiyle ‘masumiyet’ ispatı
Geçtiğimiz aylarda ABD’de yasaklanan Tornado Cash’i duymuşsunuzdur. Ethereum üzerinde mahremiyet sağlayan uygulama yasaklanmış ve hatta protokol geliştiricileri tutuklanmıştı. Bu arada Rusya vatandaşı Alexey Pertsev, hala Hollanda’da ceza evinde.
Normalde blockchain üzerinde tüm işlemlerin cüzdan adresleri gözükürken; herhangi bir KYC sızıntısında veya cüzdan adresiyle kişisel verilerinizin eşleşebildiği başka bir anda (ki bunun bir örneğini e-bültenin sonlarında bulacaksınız) mahremiyet tümüyle devre dışı kalıyor. zk-SNARK temelli bir teknoloji olan Tornado Cash ile, yaptığınız işlemler yine zincir üzerinde durmasına rağmen işlem gizliliği sağlanabiliyor. Bunun için de basitçe ifade etmek gerekirse Tornado Cash, ‘mixer’ denilen bir yöntem ve Sıfır Bilgi İspatı (Zero-knowledge proof) teknolojisi kullanıyor.
Aslında Tornado Cash kullanımında ‘bad actor’ler azınlıkta
Çok ciddi bir oranda illegal konularla ilgisi olmayan, sadece mahremiyetinin peşinde olan kişilerce tercih edilen Tornado Cash’in kural koyucular (OFAC) tarafından yasaklanmasının haklı bir tarafı da var (keza tüm hack olayları ve illegal amaçlı transferlerde de TC kullanılıyor) ama durum özetle tam bir ‘kurunun yanında yaş da yanar’ durumu. Diğer yandan yasak kadar, hatta ondan da önemli olan bir diğer tartışılacak konu ise on-chain işlemlerin kural koyucular tarafından sansürlenmesi, ve Ethereum ya da benzer ağların bu sansüre ‘boyun eğmesi’. Bu tartışmayı bir kenara bırakıyorum…
İstanbul merkezli olan web3 odaklı ‘venture builder’ Chainway, geçtiğimiz haftalarda global arenada da büyük ilgi gören bir çözüm geliştirdi, TC kullanılan işlemde illegal amaç taşınmadığını yine akıllı kontratlarla ispatlayan ‘Proof of Innocence’ ürününü tanıttı. Tornado Cash kullanıcıları yaptıkları işlemde çalıntı veya kara listede olmayan bir adresle işlem yaptığını akıllı kontrat ile ispatlayabiliyor, bu ispat yani proof da ZK üzerinden yine Tornado Cash’le konuşuyor. Böylelikle hem Tornado Cash’i kullanmak hem de ‘bad actor’ olmadığını ispat edebilmek mümkün hale geliyor.
Aynı zamanda açık kaynak olarak da yayınlanan Proof of Innocence; Türkiye’nin web3 camiası çok önemli bir adım diye düşünüyorum, Chainway ekibini de tebrik ediyorum!
Kurumların web3’e olan ilgisi büyüyor: Amazon NFT marketplace hazırlığında, Shopify’dan ‘web3 commerce’ özelliği
Ocak ayının sonunda dünya üzerinde 400 milyona yakın müşterisi bulunan, perakende devi Amazon’un, NFT marketplace hamlesi ortaya çıktı. Shopify ise daha önce sizlere tanıttığım thirdweb işbirliğiyle beraber merchant’larına NFT satışı ve NFT tabanlı loyalty program yapabilme imkanı sunmaya başladı. Starbucks’ın birden çok kez sizlere aktardığım web3 platformu Odyssey de beta olarak kullanımı geçti, gelen ilk haberler bunca heyecanımıza deyeceğini gösteriyor.
Web3 adaptasyonu, daha doğru bir deyimle ‘onboarding’i’
Kuşkusuz web3’ün 2023 gündemi kurumların da desteğiyle ‘web3 onboarding’ yani adaptasyon olacak. Bu adaptasyonun kuşkusuz en önemli alt başlığı wallet deneyimi. E-mail ve sosyal medya platformlarıyla anlık wallet’lar yaratmak, yine daha önce bahsettiğim gibi wallet’ların recovery özelliği, akıllı kontratlarla programlanabilir wallet’lar… Web3 onboarding için Amazon gibi halihazırda büyük bir kullanıcı kitlesine ve kullanım alışkanlığına sahip olan oyuncuların hamlesi de büyük önem taşıyor. 2023 içinde web3-native oyuncularla web2 devlerinin yatırım, satın alma ve stratejik ortaklıklarına da şahit olacağımızı düşünüyorum.
Bu kadar wallet demişken; geçtiğimiz haftalarda yatırım aldığını duyuran YC mezunu Cypher Wallet’a değinmek istiyorum. 12 farklı ağı destekleyen ve EVM ile Cosmos’da geliştirilen platformda; ağlar arası kripto paralarınızı taşıma, anlık olarak kripto para alım&satımı, kripto paranızı stake edebilme ve ‘kripto kart’ gibi özellikler barındıran Cypher; deneyim -milyarlara hitap edebilecek bir UX- değil, ödeme dikeyinde özellik seti tarafına odaklanan bir wallet örneği olarak öne çıkıyor.
Amazon ve Shopify’ın hamlelerine dönecek olursam…
Amazon, sadece bir NFT marketplace yapmakla kalmayıp; şirketlerin AWS kullanıp kullanmamasından bağımsız olarak çalışacak bir ürünle kullanıcı kitlesinin -NFT’ler aracılığıyla- başta web3 oyunları olmak üzere tüm web3 uygulamalarını kolaylıkla kullanabilmesini sağlayacak gibi duruyor. E-ticaret, Prime Vidoe, kitap, müzik, TV, Alexa ve diğer birimleriyle insanlar için bir teknolojik ‘hub’ olan Amazon, haliyle bu hamlesiyle tüm web3 oyuncularını kendine çekecektir.
Shopify da benzer şekilde merchant’larına NFT satışının önüne açmasından çok daha önemlisi ‘NFT-gated experience’ ve ‘NFT-based loyalty program’ gibi e-ticaretin önündeki önemli trend konularda erken bir hamleye imza atmış oldu.
Beklentiler büyük: Instagram kurucu ortaklarından kişiselleştirilmiş haber okuma uygulaması (Artifact)
Instagram'ı kurup Facebook'a sattıktan sonra (mahremiyet stratejilerindeki anlayış farkı sebebiyle) Mark Zuckerberg ile anlaşamayarak 2018 yılında şirketten ayrılan Kevin Systrom ve Mike Krieger, "Artifact" adlı yeni bir mobil uygulama ile yeniden sahneye çıktı. Artifact yaklaşık bir haftadır herkese açık olarak App Store ve Google Play’de yayında. Uygulama içinden ürettiğim davet linkiyle (size veya bana ne faydası yarayacak hiçbir fikrim yok) üye olmak isterseniz; buyrunuz.
Söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama Artifact çok temiz bir arayüz ve özellik seti ile dikkat çekiyor. Uygulamayı indirdiğinizde ilgi alanlarınızı ve ürettiği içeriklere ilgi duyduğunuz mecraları seçiyorsunuz. Şimdilik e-bültenler, küçük yayınlar veya Twitter thread’leri gibi alternatif bilgi kaynakları bu listede yer almıyor. Ardından kategoriler arasında gezerken haberlerin sadece uygulama içindeki okuma sayısını (reads) görüyor ve içeriğe tıkladığınızda mecradaki habere ulaşıyorsunuz. Dark mode, okuma modu ve fontu büyütmek gibi ‘CSS oyunları’ mevcut, bir de beğeni butonu ve ‘read later’ özelliği.
Zamanında severek kullandığım, Nuzzel isminde basit bir içerik keşfetme aracı vardı. Nuzzel, Twitter hesabınızı bağladığınızda takip ettiğiniz kişiler ve onların da takip ettiği kişiler olmak üzere iki kitlenin en çok paylaştıkları linkleri önünüze getiriyordu. Twitter’ın satın aldığı Nuzzel, 2019’da kapatılmıştı ancak kısa bir süre önce Twitter Blue kullanıcılarına Nuzzel’ın neredeyse aynısı ‘En Popüler Makaleler’ başlığı altında sunulmaya başlandı.
Hem Twitter’ın kendisi hem de bu özelliği, ayrıca Substack gibi Artifact’in çok sayıda rakibi bulunuyor. Şu an rehberimi bağladığımda gördüğüm çok az sayıdaki arkadaşım Artifact’i kullanmaya başlamış. Ama kurucu ekibin geçmişini de düşününce Artifact mutlaka büyüme dönemine girecektir.
Artifact’in asıl farkı kişisel profiller ve takip özelliği, AI sayesinde kişiye özel özetler ve farklı içerik formatlarını da platforma eklediğinde yaratacağını düşünüyorum. Evet, Twitter var ama böyle bir uygulamaya da ihtiyaç var. Artifact’e yukarıdaki özelliklere ek olarak algoritmasını ‘white-box’ olarak halka açmak gibi yenilikler de yakışır. :)
Deel’in dikkat çekici büyüme metrikleri, compound product vizyonu
Pandemiyle beraber büyük bir yükselişe geçen Deel, şirketlerin tüm dünyadan işe alım yapmalarına sunduğu ‘global payroll’ ürünüyle aracılık ediyor. Deel’in güncel metrikleri;
2021’de $57m, 2022’de $295m yıllık gelir
15 binin üzerinde müşteri
Eylül ayından itibaren günümüz konjektüründe çok önemli olan ‘EBITDA pozitif’ olma
250 binden fazla çalışanın, $5b üzerindeki maaş ödemesine aracılık etme
Kendisi gibi hızla büyüyen Remote.com’la beraber pazar lideri olan Deel, geçen ay ürün gamını yatayda da genişleteceğini ve yeni vizyonunu duyurdu. Bu yeni vizyon ile Deel’in HR alanında bir ‘compound product’ dönüşümü geçirdiği söylenebilir.
Konudan bağımsız ama Deel; SVB krizinden etkilenen girişimler için kendi bilançosu üzerinden $120m destek paketi ayırdığını duyurdu, çok güzel -benzerini görmediğim hareket.
Peki nedir bu compound product’lar?
Belirli bir dikeyde çok sayıda segment için uygun, o alanın neredeyse tüm ihtiyaçlarını kendi içinde çözebilen bu ürünler, hatta şirketler; bir nevi bugüne kadar öğrendiğimiz ‘tek bir alana odaklanmak’, ‘müşteri segmentini’ küçültmek gibi öğrenimlerin adeta tam tersini yapıyor. Deel’in dönüşümüne dönecek olursak; Deel, müşterileri için tüm çalışanları platformunda yönetmesine izin verecek: sahada çalışanlar, sözleşmeli çalışanlar, şirketin bulunduğu ülke ya da başka herhangi bir ülkeden bordroya geçirilen çalışanlar. Deel Engage ile beraber A’dan Z’ye tüm HR ihtiyaçlarına dokunan Deel; çalışanların yan haklarını, envanter yönetimini, doküman yönetimini, raporlamasını, işe alım öncesi background check’ini, organizasyon şemasını ve daha birçok ihtiyacı tek bir platformda çözmeye başlıyor.
Deel’in bir odak noktasından (uluslarası işe alım yapabilme) başlayıp tüm HR’a uzanan yolculuğunun benzerlerini orta vadede görmeye devam edeceğiz. Yatırımcıların şirket birleşmelerin teşvik etmesi, belirli güce oluşan ekipleri desteklemeyi, o gücün altında kalan şirketler yerine tercih etmesi gibi sebepler ilk aklıma gelenler. Sıfır noktasından bir compound product şirketi kurmak ise hem zaman hem de ciddi bir takım maliyeti. Bunu da anca aşağıda detaylarını görebileceğiniz Rippling gibi, kurucu profilinin kilit rol oynadığı şirketlerde görmek mümkün.
Compound product’lar ilginizi çektiyse Rippling CEO’sunun konuk olduğu şu podcast tam size göre. Rippling içinde HR’ın tüm alt kollarını hatta çok sayıda finansal ürünü bulmak mümkün; böylelikle müşteri başına çok büyük gelirlere ulaşabilen, switching cost’u yükselten şirketin linkteki podcast bölümünde nasıl bir ekip ve ürün geliştirme yapısında çalıştığını dinleyebilirsiniz.
Amazon <> Stripe, Stripe’ın ‘enterprise dönüşümü’
En büyük private company’lerden biri olan Stripe, hafta içinde IPO sürecini erteledi ve 50 milyar dolar değerlemeye ‘düşerek’ ile bir yatırım daha aldı. Geçtiğimiz haftalarda da Stripe, Amazon ile büyük çaplı bir iş birliği duyurdu.
Prime, Kindle ve Audible gibi ek servislerinde tüm dünyadan ödeme almak için Stripe kullanacak olan Amazon, e-ticaret dışındaki tüm ödeme kanallarını Stripe’a emanet etti dersem yeridir. Stripe ise AWS kullanmaya devam edecek ve platform üzerindeki şirketlere ek bazı çözümler sunacak. Bu arada Amazon, Asya ve Avrupa açılımları için daha önce de Stripe’i kullanmıştı.
Stripe’ın IPO öncesinde ‘big enterprise’ olarak tarif edilen müşteri kitlesini büyütmeye çalışıyor. Halihazırda Target ve Walmart gibi müşterileri bulunan Stripe; hatırlarsanız pazara ilk girişinde ‘developer first’ bir yaklaşımla şirketlerin finans departmanlarına satış yapmak yerine geliştirici ekiplerin ilk tercih ettiği platform oluyordu. Ayrıca tüm dünyada startup müşterilerine büyük destekler sunan, global girişimlere ABD’de şirket açmalarını kolaylaştıran Atlas programını başlatan Stripe’ın enterprise dönüşümü için bu e-bülten fazlasıyla kafa açıcı.
Buraya kadar okuyanlar için güzel bir rapor önerisi, genelde böyle raporlar/çalışmalar sıradan olur ama Ark Invest imzalı Big Ideas 2023 raporu öyle değil, uzun ama güzel bir inovasyon içeriği…
Kapanış…
Bir sonraki sayı için bu sefer bir tarih veremiyorum, bebeğimizin keyfine (doğum tarihine) göre #133’ü sizlerle buluşturacağım. :)
Bana her türlü yorumunuzu bu e-postaya yanıt vererek veya hemen aşağıdaki yorum kutucuğuna yazarak iletebilirsiniz.
Dijital Ürünler’in 132. sayısını ilgisini çekeceğini düşündüğünüz arkadaşlarınızla paylaşmayı da unutmayın.
Harika bir bülten olmuş. Umarım çocuğunuzu sağlıklı bir şekilde kucağınıza alırsınız. Bende Stripe IPO'sunu bekliyorum ama sanırım biraz daha yol var.