Dijital Ürünler #135
LLM’ler kabul edelim ki hala çok az şeyi çok iyi yapıyor, herkes bu baltayı (teknoloji) vuracak çiviyi (problem) arıyor, ama zaman alacak. AI'la ilgili 7 öne çıkan gelişme ve çok daha fazlası #135'te.
Sonunda seçimler bitti, vatana millete hayırlı olsun. :) Dijital Ürünler’in yeni sayısına, #135’e hoş geldiniz.
Bir hatırlatma; Substack ve LinkedIn üzerinden toplamda 5 binden fazla kişinin e-posta kutusuna düşen Dijital Ürünler e-bülteninde şirketinizin veya ekibinizin iş ilanlarını yayınlamak isterseniz; ‘Dijital Ürünler Yetenek Kolektifi’ platformu burada.
#135’in öne çıkan başlıkları ise şunlar;
Sam Altman’ın lobicilik turu ve 7 maddede AI’ın öne çıkanları
İnsanların yaşadığı sağlıklı yılları uzatan girişim: NewLimit
Gün geçtikte yükselen ‘growth to efficiency’ yaklaşımı ve Antimetal girişimi
Twitter ve açık kaynak kodlu hale gelen sosyal medyalar üzerine
Okuma ve not alma odaklı (e-ink) ‘çalışma tableti’ Note Air2 Plus deneyimim
Tüm bu başlıklardan bağımsız 3 okuma/izleme önerim
Dijital Ürünler’i arkadaşlarınızla paylaşmayı, okuyor olduğunuz e-postayı forward etmeyi ve sosyal medya hesaplarınızda paylaşmayı unutmayın. Bana ulaşmak içinse okuyor olduğunuz bu e-postaya yanıt vermeniz yeterli.
Keyifli okumalar,
Sam Altman’ın lobicilik turu ve 7 maddede AI’ın öne çıkanları
Son e-bültenden bu yana AI, LLM, Generative AI, AGI vs. artık adına ne derseniz bu trend altında yaşanan ve Dijital Ürünler süzgeçinden geçebilen gelişmeleri maddeler halinde hemen aşağıda bulabilirsiniz. Özetle; LLM’ler kabul edelim ki hala çok kısıtlı şeyleri çok iyi yapıyor, herkes bu baltayı vuracak doğru çiviyi arıyor, bu da biraz daha zaman alacak… Hala pahalı, kurumsal kullanım için altyapı ve iş modelleri hala hazır değil... Ama bu; aşağıdaki yedi bullet point’te heyecan uyandırıcı şirket ve gelişmeleri bulmanıza engel değil.
Maddelere geçmeden ise aradan geçen sürede Amerikan kongresine konuk olan Sam Altman’ın ‘AI governance’ (alın size bir başka ‘sub-trend’ daha türedi) çalışması altında yaptıklarından bahsetmek istiyorum. (başlamadan söyleyeyim, dünyanın herhangi bir yerinde regülasyon koyucular konuyu anlayabilmiş değiller)
Geçtiğimiz haftalarda konuk olduğu kongrede AI’ın regüle edilmesi ve ülkelerin, dünyanın geleceği için çok büyük riskler barındırdığından bahseden Sam Altman; sonrasında Avrupa turuna çıkarak hem kural koyucular hem de teknoloji basını ve girişimcilik camiası ile ‘temaslarda 'bulundu’. En öne çıkan fikir Altman’ın OpenAI’ın sahip olduğu pazara ilk giriş avantajı ve teknoloji bariyeri ile en hızlı şekilde pazarın regüle edilmesini istemesi. Avrupa’ya da öncelik vermesi ve hatta Avrupa’da bir ofis açmayı planlaması da kendisi ve şirketleri adına son derece akıllıca. OpenAI’a ilave Worldcoin gibi bi potansiyel gücün de arkasındaki akıl olan Altman’ı önümüzdeki dönemde çok daha fazla konuşacağız.
Bu arada Elon Musk da geçtiğimiz hafta 3 yıllık aranın ardından Çin’deydi.
Eğer hala Dijital Ürünler’e abone değilseniz;
Bu kadar Sam Altman demişken; bir başka Sam Altman şirketi olan ve ‘bir Universal Basic Income denemesi’ başlığıyla #114’te uzun uzun bahsettiğim Worldcoin’in World App’i kısa sürede 1.6 milyon kayıtlı kullanıcı barajına ulaştı. Açık kaynak kodlu bir cüzdana ve kimlik mekanizmasına (World ID) sahip olan uygulama Optimism’in OP Stack’ine de entegre olmaya hazırlanıyor.
Kısa süre önce $450m yatırım alan Anthropic, OpenAI yanında Hugging Face ile beraber en çok öne çıkan şirketlerinden biri diyebilirim. Anthropic hafta içinde hala kapalı beta aşamasında olan Claude ürününün 9 bin olan token limitini tam 100 bine çıkardı! Bu ne demek, artık Claude neredeyse 75 bin kelimelik bir veriyi alıp size yanıt verebilecek, yani kocaman bir doküman verip, o doküman özelinde sorular sorabileceksiniz. Daha gerçek hayattan bir örnek; normal bir insanın beş saatte okuyabileceği bir dokümanı kopyala-yapıştır yapıp sorular sorup analizler yaptırmak artık mümkün. Vector embedding gerekliliğini bile azaltan bu adımın illa ki karşılığı ve devamı gelecektir ancak bugün için önemli bir çıta.
Google’ın satın aldığı DeepMind’ın kurucu ortağı olan ve sonrasında Google’da AI alanında üst düzey yöneticilik yapan Mustafa Suleyman, Inflection AI adında yeni bir girişim kurdu ve $225m yatırım aldı. Dünyanın en büyük LLM’i üzerinde çalışma vaadine sahip olan Pi, henüz geliştirme aşamasında. $225m LLM alanında büyük bir ürün geliştirmek (ve eğitmek) için sanıyorum yeterli, Mustafa’nın CV’si ile beraber Inflection AI takip edilesi bir şirket olarak dikkat çekiyor. Aynı hemen aşağıdaki eski GitHub kurucusu Jason Warner’ın girişimi gibi…
Henüz bir websitesi dahi olmasa da Poolside $26m yatırım aldı, tabii kurucuların geçmişleri ve AI anahtar kelimesini düşününce az bile. İkisinden de ayrı ayrı size bahsettiğim GitHub’ın Copilot’u ve Replit’in Ghostwriter’ını müşteri yapabilecek bir proje olarak tarif edilen Poolside hakkında henüz başka bir detay yok. Ve evet, girişimin kurucu ortağı GitHub kurucu ortağı ve CTO’su Jason Warner.
Synthetic data kavramı girişte bahsettiğim kurumların adaptasyonu için önemli. Bu alanda bir çözüm olarak dikkat çeken UK çıkışlı Hazy, kurumların, yine AI ile, AI modellerini eğitmek için kullanabilecekleri verileri üretmelerini ve böylece AI adaptasyonlarını arttırmayı hedefliyor. Hazy bunu yaparken de privacy endişesini ortadan kaldırıyor.
OpenAI, Anthropic, Google, AI21 vb. LLM’leri benchmark etmenize yarayan bir kütüphane GitHub’da açık kaynak olarak kullanıma sunuldu: PyLLMs. Hemen yukarıda da bahsettiğim Anthropic etkisini de grafiklerde görebilmek mümkün.
Crypto ve AI bir araya gelince başlı başına dikkat çekici bir kategori oluyor. Ben de Avalanche’ın Coin Operated Agents hamlesinden bahsetmek istiyorum. Emin Gün Sirer, yaptığı sunumda LLM subnet’lerini duyurdu. Şu an için çizilen resimde son kullanıcıya fayda ve kullanım alanında soru işaretlerim var ancak gelişmeye ve üzerinde kafa yorulmasına oldukça açık bir konu. Şu makalede ise bir iki adım ilerisi tarifleniyor.
Crypto ve AI demişken şu makale de oldukça kafa açıcı: zkML, ‘AirBnB for graphics cards’ -ki hiç de yeni bir kavram değil (bakınız 2018 çıkışlı Golem Network)- ve ‘token-incentivized’ RLHF (Reinforcement Learning from Human Feedback).
İnsanların yaşadığı sağlıklı yılları uzatan girişim: NewLimit
Coinbase kurucu ve CEO’su Brian Armstrong’un da kurucuları (günlük operasyonda yer almayıp yk üyesi olarak yer alıyor) arasında bulunduğu NewLimit, Mayıs ortasında 40 milyon dolar yatırım aldığını ($110m ise kurucu ortaklar tarafından commit edilmiş) açıkladı. NewLimit’in şirket vizyonu da oldukça dikkat çekici: insanların sağlıklı geçirdiği yılları arttırmak (‘extending human healthspan’). NewLimit bunun için insan hücrelerini epigenetik olarak yeniden programlıyor, ‘epigenetik de ne’ dediğinizi duyar gibiyim; epigenetik, 'ırsi (kalıtımsal) olup genetik olmayan fenotipik (insanlara etkileri) varyasyonları inceleye bilim dalı.
Daha net bir ifadeyle ise epigenetek ‘deneyimlerin genetiğe aktarılışı’ şeklinde tarif edilebilir. Yani NewLimit insanları (bir başka deyişle müşterilerini) tanıyor, analiz ediyor ve kişiselleştirilmiş bir algoritmayla hücrelerini ‘yeniliyor’. Artık söylemeye bile gerek duymuyorum ama NewLimit bunun için AI da kullanıyor. İnsanların eskiyen hücrelerine genç işlevini geri kazandıracak ilaçlar üretmeyi planlayan şirket şu an erken aşamada, henüz test sonuçları gibi konularda tarih bile verilmiyor. Şu an için 17 kişiden oluşan ve alanındaki en yetkin bilim insanlarıyla ekibini büyütmeye çalışan şirketin bir CEO’su da bulunmuyor, yatay hiyerarşide şirketin geleceğine dair tüm çalışanlarının söz sahibi olduğunun altı çiziliyor.
Ne diyeyim, NewLimit ve benzeri vizyonla hareket eden tüm şirketlere başarılar! :) Kişisel olarak böyle teknolojilere bizlerin de ulaşacağı yılların çok uzakta olmadığına inancım tam. Tabii ‘ulaşmak’ demişken bir ufak parantez açmak gerekiyor, NewLimit şu an ‘for-profit’ bir şirket olduğunu belirtiyor, New Limit’in ilaçlarını satın alabilecek maddi güç bir tarafta, bu ilaçlara politik olarak ulaşabilecek olmak ayrı bir tarafta. Tüm dünyada artan 'tekno-milliyetçilik’ ve AI gibi konularda gördüğümüz dünyadaki güçlerin (Amerika, Avrupa, Çin vs.) toplu hareket etmesi üzerine düşünülmesi gereken konular.
Gün geçtikte yükselen ‘growth to efficiency’ yaklaşımı ve Antimetal
Türkiye’de her geçen gün artan hayat pahalılığı ve faturalar bir yana; dünya genelinde teknoloji şirketleri de bulut sağlayıcılara (AWS, GCP, Azure) ödedikleri faturalardan yana şikayetçi, her geçen gün daha fazla konuşulan ‘growth to efficiency’ yaklaşımı da bunun bir sonucu. Hatırlarsanız #126’da (Kasım’22) bahsettiğim gibi Basecamp, kendi bulut altyapısını kendi kurarak %60 tasarruf ettiğini açıklamıştı, ürünlerinin kullanım grafiğinin zaman zaman büyük yükselişler yapmaması ise en kritik detay olsa gerek. Basecamp’i sizlere aktardığım Kasım 2022’den bu yana dünyadaki teknoloji şirketleri için en önemli önceliklerden biri cost-cutting, örneğin Meta (aka Facebook) bile 2023’ü efficiency yılı ilan etti. Bulut faturalarına bakışta bunu da unutmamak lazım. Diğer yandan bulut sağlayıcıların borsadaki performanslarında da görüyoruz ki ciddi bir gelir kaybı söz konusu.
Teknoloji sektöründe tasarruf ve makro ekonomi demişken, yalnızca 2023 yılında işini kaybeden teknoloji şirketi çalışanlarının sayısı 200 bini aştı.
AWS Marketplace’de de listelenmeye başlayan Antimetal, AI ile müşterilerin bulut kullanım verimliliğini optimize ederek ödedikleri faturayı düşürme vaadinde. Hafta içinde $4m yatırım turunu duyuran ve şimdiden 30’un üzerinde ödeyen müşteriye sahip olan girişim, binlerce data point kullanarak ‘saving’ fırsatlarını kovalıyor. Auto-pilot özelliği ile müşterilerinin instance’larını otomatik olarak açıp kapatabilen, alarm üretebilen ve ‘underutilization’ riski taşımayan Antimetal şimdilik yalnızca AWS için hizmet verse de GCP ve Azure’a da kısa sürede entegre olacak. Gelir modelini de size kazandırdığı verimlilik üzerine kurgulayan Antimetal’in çok sayıda rakibi bulunsa da girişim pazara dikkat çekici bir giriş yaptı denebilir.
Bu arada işin ilginç yanı bulut sağlayıcılar da müşterilerinin kendilerini en verimli şekilde kullanması ve uzun ömürlü birer müşteri olmasından yana, ben bu noktadaki samimiyete inanıyorum ve orta vadede Antimetal gibi çözümlerin sektör devlerince satın alınmaya yakın olduğunu düşünüyorum.
Twitter ve açık kaynak kodlu hale gelen sosyal medyalar
Elon Musk’ın onca saçmalamalarına rağmen Twitter’da güzel şeyler de oluyor. :)
Örneğin bir Twitter kullanıcısı olarak ‘Following’ ve ‘For you’ şeklinde 2 farklı akış seçeneğine sahip olmak, atılan tüm tweet’lerin görüntülenme sayılarını görmek hiç fena değil. Daha dikkat çeken ise Twitter öneri algoritmasını açık kaynak kodlu hale getirdi. Algoritmayı açık kaynak kodlu hale getirmek büyük bir adım ama platform üzerinde kullanıcılara gördükleri içerikleri neden gördükleri, hangi ‘yankı odalarında’ bulunduklarını bir nevi UI’da anlatmaları bence bir sonraki ve asıl kritik olan adım. Twitter’da ‘şunu takip ettiğin için bunu görüyorsun’ gibi bir açıklama uzun süredir var, bunun daha da gelişmesi ve içeriklerin kaynaklarına göre kategorize edilmesinden bahsediyorum. Örneğin kelimeleri engellemek yerine akımları engellemek, eğer bir akımın etkisi altına girdiksek bunun altının çizilmesi gibi. Yani algoritmanın benim özelimde nasıl çalıştığını görselleştirmeden söz ediyorum.
Bir önceki sayıda Bluesky için davetiye kodu aradığımı söylemiştim, sonunda buldum ama içerisi çoktan sessizliğe bürünmüş bile. Gerçekten Twitter’a rakip olmak hiç mi hiç kolay değil, ‘network effect’in ne denli güçlü bir stratejik avantaj olduğunu herkes Twitter’la bir kere daha görüyor. Bu arada Bluesky da GitHub üzerinde açık kaynak olarak tüm kod tababını yayınladı. The AT Protocol bir sosyal ağ üzerine çalışan veya çalışmayı düşünenler (naçizane tavsiyem; düşünmeyin) için incelenmesi gereken bir teknoloji.
Eğer gözünüden kaçtıysa Twitter’ın ‘yıkmaya çalışanlar’ kervanına Instagram da katılmaya hazırlanıyor. :)
#118’de uzun uzun bahsettiğim DeSoc (Decentralized Society) kavramını da eğer duymadıysanız muhakkak bir göz atın derim. Evet, platformlar yerine protokollerin öne çıktığı bir sosyal medya dünyasına elbet gideceğiz (en azından yaklaşacağız) ama bunu Twitter gibi büyük oyuncuların da istemesi veya bir parçası olması en azından şimdilik şart gibi.
Okuma ve not alma odaklı (e-ink) ‘çalışma tableti’ Note Air2 Plus deneyimim
Bayramdan hemen önce satın aldığım Note Air2 Plus; odağınızı kaybetmeden (bende iPad’in en büyük sorunu buydu açıkçası) e-kitap, .pdf dokümanları ve web üzerindeki makaleleri okuyabileceğiniz, gelişmiş not alma özelliğiyle notlar alabileceğiniz bir e-ink tablet. reMarkable ile arasında gidip geldim, en sonunda Google Play desteğiyle learning curve’ü çok daha yüksek olsa da sunduğu özellik setiyle öne çıktığından dolayı bu cihazı tercih ettim.
Son 5 yıldır iş hayatında aldığı tüm notları hala defterlerde saklayan (sizi temin ederim ki x toplantısını sorun en fazla 2 dakikada bulabilirim ilgili sayfayı), onlarca makaleyi de print edip okuyan (bir kısmını hala saklayan) biri olarak şimdilik Note Air2 Plus’la olan deneyimim son derece olumlu. Eğer böyle bir okuma ve not alma cihazı ilginizi çekiyorsa; verimliliğe katkısı beklediğimden de iyiydi diyebilirim.
Tüm bu başlıklardan bağımsız okuma/izleme önerileri
A16Z’nin düzenlediği, web3 ile ilgili konuya uzak olanlar için mükemmel bir giriş, konunun bizzat içinde olanlar için de toparlayıcı ve kafa açıcı bir içerik olan Crypto Startup School’un 2023 serisi YouTube üzerinde yayında. Henüz 2023’e yeni başladım, bazı konuşmacılar aynı ama konuşmalar yeni. Bu arada Crypto Startup School 2020 serisininin önemli bir kısmının da her birini notlar alarak izleyen biri olarak hala güncelliğini koruduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Apple’da çalışan bir Product Designer’ın gözünden şirketin kültürü ve iş yapış şekline dair 10 not. Konu Apple olunca bilmediğiniz bir bilgi edinmek hiç kolay değil ama user testing’le alakalı oluşturulan yeni anlayış, hikayenin gücü, karar vericiler ve MVP’ye bakış gibi konularda ilgi çekici bir toparlama.
Paywall ile günde defalarca kez karşılaşıyoruz, 12ft Ladder paywall’ları Google’ın crawler’larının cache’lediği versiyonu kullanarak çoğu zaman aşıyor, bir okuma önerisi değil ama size bu sefer ‘balık vermiyorum’. :)
Kapanış
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkürler! Dijital Ürünler #135’i sosyal medya hesaplarınızda paylaşmayı unutmayın.
Bana ayrıca ulaşmak için bu e-postaya yanıt verebilirsiniz.
Araya bayram da gireceği için bir sonraki sayının tarihini şimdilik veremiyorum, #136’da, en kısa sürede görüşmek üzere!
Sevgiler.