Dijital Ürünler #76
E-bültenin 76. sayısından herkese merhaba! Bu sayıda interaktif video’lar, Spotify ile Apple arasında yaşananlar, Facebook’taki son gelişmeler ve Türkiye’yi daha iyi anlamak için iki değerli araştırma sizi bekliyor.
E-bülteni Twitter ve LinkedIn gibi sosyal ağlarda paylaşmayı, beğeneceğini düşündüğünüz arkadaşlarınıza forward etmeyi ve yorumlarınızı da bu e-postaya yanıt vererek bana ulaştırmayı unutmayın.
Bu arada Nisan ayı içinde iki farklı etkinlikte sunum yapacağım, ilginizi çekecek konular/konuşmacılar olduğunu düşünüyorum: 20. Uluslararası Proje Yönetimi Kongresi ve Innovatours Istanbul.
Keyifli okumalar.
Spotify vs Apple, Big Tech’ler
Biri büyük biri dev iki teknoloji şirketinin haftaiçindeki ilginç atışmasını duymuşsunuzdur. İlk olarak Spotify, kuruluşundan başlayarak Apple ile arasındaki ilişkiyi (daha doğrusu sürtüşmeyi) hazırladığı tek sayfa bir sitede paylaştı. timetoplayfair.com üzerinde yayınlanan zaman çizelgesinde; Spotify’ın Siri’ye ve Apple Watch’a kabul edilmemesi, Apple’ın uygulama içi satın alımlardaki %30’luk komisyonu, Apple’ın Apple Music’i pazarlamak için Spotify yüklü cihazlara gönderdiği bildirimleri ve Spotify’ın kısa zaman önce satın aldığı podcast’lerin ‘öne çıkarılanlar’ bölümünden kaldırılması gibi detaylara dem vuruluyor. Örneğine pek rastlanmayan bu çıkışa Apple ise bir basın açıklamasıyla yanıt verdi.
Spotify, açıkça AB’ya şikayet ettiği Apple’ın bir miktar ceza almasını muhtemelen sağlayacak, ama ya sonrası? Amazon, Facebook, Apple ve Google gibi big tech’lerin ‘önlenemez bir güç’ haline geldiği uzun süredir konuşuluyor. Hatta bir süre önce big tech ‘hışımından’ kurtulmanın yolları üzerine şöyle bir makale de okudum: Here’s how we can break up Big Tech. Kabaca big tech’lerin hem bir platform hem de bu platformlar üzerinde herhangi bir ürüne sahip olamayacağını söyleyen bu yazı açıkçası bana gerçekçi ve adil gelmedi. Diğer yandan Spotify haklı mı derseniz, evet onlar da haklı. 😊
Regülatörler çok hızla gelişen teknolojiye uyum sağlayamadılar, ve uzun süre daha bu gibi konular gündemimizde olacak. Bir iki yıla kalmaz big tech’ler bankalara da kafa tutunca bu tartışmaları çok daha yüksek sesle duymamız ise muhtemel.
Facebook’da neler oluyor?
Hemen yukarıda bahsettiğim big tech’lerden hiç kuşku yok ki başı şu an en çok belada olanı; Facebook. Son olarak hafta içinde CPO Chris Cox ve WhatsApp VP Chris Daniels’ın istifasını açıkladığı Facebook’da, Mark ise hemen öncesinde veri mahremiyetinde artık en yukarıda tutacaklarına vurgu yaptığı bir ‘yeni strateji’ açıklaması yaptı.
Diğer yandan Yeni Zelanda’da yaşanan acı terör saldırısının viral haline gelen video’sunun yayılımını engellemekte de sınıfta kalan Facebook, Wired’a göre hem artık yönetilmek için fazla büyük hem de içerik yönetimi konusunda hala başarısız/biraz da umursamaz. Bu arada Facebook’un içerik yönetimini noktasında algoritmalar haricinde (ki yüzde 80 başarı oranında çalıştıkları gözüküyor) bir de ‘moderasyon ordusu’ kullandığını duymuşsunuzdur. The Verge, yayınladığı dosya haberde bu ekibin Facebook’un diğer çalışanlarına kıyasla maddi ve manevi olarak ne kadar kötü koşullarda çalıştığını gündeme taşıdı, okumanızı öneririm.
Artık miadını dolduran ‘news feed’ vedası ve veri mahremiyeti odağı geç olsa da doğru hamleler gibi duruyor, ancak Facebook’un bu yeni statejide ne kadar başarılı olacağını tabii zaman gösterecek (ben pek ümitli de değilim). Son olarak; şirketin Instagram, (yakın gelecekte Business versiyonu ile gelir modelini yaratacak olan) WhatsApp ve Oculus satın almalarının ne kadar doğru hamleler olduğunu bugün tekrardan görüyoruz.
Bir pazar (‘target market’) olarak Türkiye
Yıllarca dijital ürünler söz konusu olduğunda Türkiye’nin potansiyel vadeden büyük bir pazar olduğunu konuştuk. 80 milyonluk genç nüfus, Avrupa’da bile tepeye oynayan (%75) mobil penetrasyon, Facebook’un en çok kullanıcıya sahip olduğu 3. ülke oluşumuz (bir zamanlar)... Sizi bilmiyorum ama ben son yıllarda ‘population paradox’ denen şeyi yaşadığımıza inanıyorum. Zira 80 milyonluk nüfusun gelir ve eğitim düzeyi belirli bir seviyenin üzerine çıkma (genel tüketim ürünleri hariç bir şey üretiyorsanız aslında buraya satıyorsunuz) oranı ne yazık ki yüzde 10 civarında. Üstelik aradan geçen zamana rağmen bu kitlenin oransal olarak olduğu gibi coğrafi olarak da yayılımı gerçekleşmedi.
Sözü fazla uzatmayacağım, asıl olarak sizinle paylaşmak istediğim iki araştırma var. Birincisi ‘Türkiye İş Ahlakı Araştırması’, ikincisi ise Konda’nın 10 yıl arayla yaptığı ‘Hayat Tarzları Araştırması’. Türkiye’yi daha iyi tanımak için her ikisini de tavsiye ederim.
İnteraktif video’nun geleceği, Typeform
2019’un ilk günlerinde yayınlanan ‘Black Mirror: Bandersnatch’ ile beraber tekrardan gündem olan interaktif video konseptinden biraz bahsetmek istiyorum.
İnteraktif video’lar tabii ki de yeni bir şey değil, zira bundan 6 ay kadar önce ünlü online form aracı Typeform da şirket içinde düzenlediği bir hackathon’da interaktif videolar üzerine çalışmış ve ortaya ağızlara bir parmak bal çalan bu iş çıkmış. (hem video’yu izleyebilir hem de blog yazısını okuyabilirsiniz) Kısa vadede Netflix gibi platformlarda interaktif video içeriklerini daha çok göreceğimizi tahmin etmek güç değil. Diğer yandan Typeform örneğinde olduğu gibi video içerik tükettiğimiz/tüketebileceğimiz diğer mecralarda da (online eğitim platformları özellikle bir potansiyel barındırıyor) interaktif video’ların popüler olacağını düşünüyorum. Bu noktada bir taşla vurulan kuşlar: oyunlaştırma dinamikleriyle daha kolay ilgi çekmek/akılda kalmak ve daha çok veri toplamak.
Kısalar...
Çiçeksepeti’nin .NET Core ve Linux Geçişi
Çiçeksepeti’nin .NET’ten önce .NET Core ve ardından ASPNET Core’a (evet, tam olarak aynı şey değiller) geçişi, altyapısını Linux’a taşıması hakkında doyurucu bir yazı. Karşılaşılan eknik sorunlar ve kronolojik anlatım yazılım geliştiriciler için eminim faydalı olacaktır.
2019 Softtech Teknoloji Raporu — issuu.com
E-bültene ara verdiğim dönemde yayınlandığı için burada paylaşma imkanı bulamadıma ama Softtech, 2019 yılında öne çıkacağını düşündüğü teknoloji trendlerini Türkçe olarak oldukça güzel bir rapor haline getirmiş. Kaçırdıysanız muhakkak göz atın derim.
AB’de konuşulan PSD2 (bankaların kurumlara, sahip oldukları müşterilere ait verileri API üzerinden açma zorunluluğu getiren düzenleme) ile beraber API bankacılığı da popülaritesini ve etkisini her geçen gün arttırıyor. Kuveyt Türk de cesaret göstererek GitHub’da iki tane repository yayınlamış.
Kaynak kodları inceleyecek kadar teknik bilgim olduğunu söyleyemem, ama konuyu ‘dev marketing’ açısından ele alırsak, bazı eksikliklerden ve puzzle’ın eksik parçalarından bahsedebiliriz. Yine de her şeye rağmen önemli ve cesur bir adım. Devamının artarak gelmesi dileğiyle.
Yeni bir Türkçe podcast: On Chain — open.spotify.com
Evet, tahmin edebileceğiniz gibi On Chain, blok zinciri (blockchain) ile ilgili. :) Deniz Özgür ve Recep İlkbahar’ın host ettiği podcast içeriğinin seviyesi (101’in ötesinde olup teknik detaylarda boğulmayan) ve muhabbetin akışkanlığı sayesinde keyifle dinleniyor.
Kapanış...
İtiraf etmeliyim ki iki ayı geçen aranın ardından e-bültenin başına oturup sizlere bu içeriği hazırlamak keyif verdi. Siz de okurken iyi vakit geçirdiyseniz sosyal ağlarda paylaşım yapmayı, arkadaşlarınıza bu e-postay forward etmeyi unutmayın. Bana herhangi bir konuda ulaşmak için bu e-postaya yanıt vermeniz yeterli.
2 günlük bir iş seyahati için bulunduğum Ankara’dan sevgiler.
2 Nisan Salı günü görüşmek üzere.