Soft Commitment #179 | 2027 yılından bir AI simülasyonu, dünyaca ‘aptallaşıyoruz’
Bir simülasyon çalışması: AI 2027 | 2.5 yıl sonra AI nerede olur? & Öğrencisinden yetişkinine, ‘aptallaşıyoruz’ & Yeni Pazarlama’nın ABCDE’si ve dahası 179. sayıda.
Ülkemizdeki öngörülememez ve insanı çok derinden üzen gündem sürüyor. Dünyanın geri kalanında da bir öngörülememezlik ve kriz hali hakim, başka boyutlarda olsa da.
Amerika’da Trump’ın gümrük açıklaması sonrası S&P 500 ve Nasdaq, bir günde %6 değer kaybetti. Bunun üzerine Klarna ve Plaid, bu yıl IPO yapmayacaklarını açıkladılar. Bu ortamda IPO kararının arkasında duran ise stablecoin ihraççısı Circle oldu. Tüm bu konjektürler alakalı Şant Manukyan’ın dünyanın geri kalanını ekonomi perspektifinden ele aldığı şu video fazlasıyla fikir verici.
Soft Commitment Podcast 🎙️
Soft Commitment Podcast, favori podcast platformunda seni bekliyor.
Bülten sayıları benim sesimle eğitilmiş bir yapay zeka tarafından okunuyor, özel sayılar da cabası, hatta videolular bile var. Dinleyin, takip edin, beğenin, paylaşın.
Hemen aşağıdan, 179. bölüme favori podcast platformunuzda erişebilirsiniz:
Rastlamanızın pek kolay olmadığı konu ve içgörülerle, daha sonra birleştirmeniz için çok sayıda nokta koymaya çalışacağım. Son on beş güne Soft Commitment bakışı atmaya hazır mısınız?
8 bine yakın teknoloji sektörü çalışanının takipçisi olduğu Soft Commitment’ın 179. sayısını iş arkadaşlarınıza forward etmeyi ve sosyal medyada paylaşmayı atlamayın.
Keyifli okumalar,
Bir simülasyon çalışması: AI 2027 | 2.5 yıl sonra AI nerede olur?
Yapay zeka alanında, gelecekteki gelişmeleri ve potansiyel senaryoları inceleyen bir simülasyon çalışması olan AI 2027, aralarında eski OpenAI çalışanlarının da olduğu beş kişilik bir araştırmacı grubunun imzasını taşıyor. Ve bu sayının manşeti olmayı da kesinlikle hak eden bi içerik olmuş. Podcast versiyonu ise burada.
Konu AI olunca tahminler de iki buçuk yılla sınırlı oluyor. Ama AI 2027, senaryoya sizin etki edeceğiniz şekilde 2035’e kadar uzanıyor.
Şimdi gelin bu gelecek senaryosunun hızlıca üstünden geçelim;
2025
Bugünü AI agent’ların hayatımıza girişiyle bir milat olarak ele alan çalışma; 2. çeyrekle beraber kurumların AI agent’ları kullanmaya başlayarak; otonom, araştırma yapabilen, kişisel asistanlar sunan araçlara sahip olacağımızı söylüyor.
Yan OpenAI’ın Operator’ünün de gelişmiş versiyonları hayatımıza giriyor. Araştırma ve kodlama alanlarındaki gelişmeler de hızlanıyor.
2026
2026’da Çin devreye giriyor, Manus ve DeepSeek gibi şirketler değil, devasa bir GPU altyapısı ile daha çok şirketlerden bağımsız bölgesel bir hamle olarak… ABD’deyse bir AI projesi ortaya çıkıyor ve kendi AI modellerini oluşturmaya başlıyor. Bu proje, bugün AGI (‘Artificial General Intelligence’) denilen, insan yönlendirmesi olmadan insan gibi çalışabilen süper yapay zekaya ulaşılabildiğini gözlemliyor.
2027
2027 ise tam anlamıyla bir kaos yılı. İnsanların söylediklerini yapar gibi dursa da kendi lehine kararlar alan, insanları bilerek yanıltmaya çalışan süper yapay zekanın vukuatları medyaya yansıyor ve insanlarda büyük bir tepkiye ve endişeye sebep oluyor. Tabii Çin ABD’den model ‘çalmaya’ devam ediyor, bu da başka bir kriz konusu.
İyimser misin kötümser mi?
Bu noktada AI 2027, iki senaryo öngörüyor. Birincisi ABD’nin rekabette kaybetmemek için tüm kaynaklarıyla yapay zekayı beslemeye devam ettiği, insanların gittikçe kontrol ve etkisini kaybettiği bir gelecek. İkincisi ise açık kaynağın, regülasyonların ağır bastığı; insanların kontrolü tekrar kazandığı bir gelecek öngörüsü.
Evet kabul, biraz fazla film senaryosu tadında; ama ay ay ilerleyen bir film şeridi sunan AI 2027; konunun etik, hukuk, denetim, regülasyon ve politik boyutlarını daha da fazla düşünmemiz için değerli bir fırsat sunuyor.
Zaman çizelgesini bilemiyorum, yani 2027 mi olur yoksa 2030 mu biraz fazla muğlak. Ama asıl önemlisi; buna benzer bir geleceğin bizi beklediğine, beklemediğinden daha fazla inanıyorum.
Film şeridi gibi dedim ya; mesela bazı aylara gidelim, neler öngörüldüğüne daha yakından bakalım, bu bölümde direkt İngilizce'den kopyala yapıştır yapıyorum:
2026 sonları: “The job market for junior software engineers is in turmoil: the AIs can do everything taught by a CS degree, but people who know how to manage and quality-control teams of AIs are making a killing. Business gurus tell job seekers that familiarity with AI is the most important skill to put on a resume. Many people fear that the next wave of AIs will come for their jobs; there is a 10,000 person anti-AI protest in DC.”
Mart 2027: “Three huge datacenters full of Agent-2 copies work day and night, churning out synthetic training data. Another two are used to update the weights. Agent-2 is getting smarter every day.”
Mayıs 2027: “News of the new models percolates slowly through the US government and beyond. The President and his advisors remain best-informed, and have seen an early version of Agent-3 in a briefing. They agree that AGI is likely imminent, but disagree on the implications. Will there be an economic crisis?”
Öğrencisinden yetişkinine, ‘aptallaşıyoruz’
PISA testini bilirsiniz, hani şu Türkiye olarak hep diplerde yer aldığımız öğrencilerin matematik gibi temel bilimlerdeki bilgi seviyesini ölçen testten bahsediyorum. Fark ettiniz mi bilmiyorum ama Türkiye olarak yaşadığımız problemler zamanla dünyaya yayılıyor. PISA’da da dünya genelinde 2012’den beri bir düşüş hakim. Hemen bunu AI ile ilişkilendirecektim ama 2022 değil, 2012 diyor, sosyal medya ile bir korelasyon ise kesin gibi. Ayrıca sadece öğrenciler değil, yetişkinlerde de durum oldukça benzer.
Stripe kurucusu Patrick Collison; hafta içinde attığı bir tweet ile bir MIT profesörünün kendisine, her yıl okula gelen öğrencilerin matematikte daha da geriye gittiği kanısını paylaştığını söyledi. Hatta Harvard, aynı problemi tespit etmiş olacak ki müfredata yeni bir ‘matematik 101’ tadında ders eklemiş.
Yapay zekayı zaman çizelgesinde pek bir yere oturtamadık ama elimizin altındaki bu mükemmel araç, özellikle genç yaşlarındaki bireylerin grafikte daha da çakılmasına bir etken olabilir. Kendinizi, ailenizi, işinizi, geleceği düşünürken; bu grafikler de aklınızda olsun. Tasarım olarak oklar aşağı yönde çok sert dursa da hala kayıplar minimal, 10-20 sene sonra az önce bahsettiğim AI faktörüyle beraber asıl fark ortaya çıkacak gibi.
Kısalar… (Stripe, OpenAI, Visa, DOGE, seven39 ve JPMorgan)
Stripe, -yalnızca kurumlara hizmet verecek bir lisans tipiyle- ABD’de bankacılık lisansına başvurdu. Şimdi düşününce, geç bile kalınmış bir hamle gibi. Neden? Stripe böylece Visa ve Mastercard’dan aradan bankaları çıkararak daha fazla komisyon alabilecek, kendi stablecoin’ini çıkarabilecek ve müşterilerine kredi verdiği Stripe Capital’ı büyütebilecek.
OpenAI ve Visa, bir stablecoin cüzdanı geliştirmek üzere. Sam Altman’ın sahibi olduğu Worldcoin’in çatı şirketi Tools for Humanity’nin de içinde olduğu proje ile amaç yapay zeka destekli, Visa sayesinde fiziksel dünyada da geçerli bir cüzdan yaratarak içinde stablecoin’lerin gücünü de kullanıcılara sunmak. ‘Very big tech’ olarak tarif ettiğim düzenin bir başka örneği. ‘İnsanlık için’ geliştirilen bir cüzdan Sam Altman figürü sayesinde OpenAI ile Visa’yı yanyana getiriyor.
Elon Musk, Doge altında bir hackathon düzenleyerek IRS’in (ABD Gelir İdaresi) verilerini bir Mega API ile geliştiricilerin kullanımına sunmayı planlıyor. Çok açık ama amaç; açık verinin gücüyle çok daha şeffaf bir ortam yaratarak, yazılım ile devletin finansal ve operasyonel verimlilik sağlaması. Bu arada aynı IRS’te şu an gündem on binlerce çalışanını ‘verimsizlik’ sebebiyle işten çıkarmak.
seven39 isimli yeni çıkan sosyal ağ, günün yalnızca 3 saatinde açık. Her açılışta kullanıcılarına bir e-posta gönderiyor, adeta zamanının İstiklal Marşı ile kapanan TRT yayınları gibi. Ben sevdim. Bu üç saat ise akşamları 7:39 ile 10:39 arasında.
Bir de devam haberi: #131’de sizlere aktarmıştım; JPMorgan, ‘5 milyon müşterisi var’ diye satın aldığı Frank’in; satın alma sonrasında çoğu metriğinin aslında yalan olduğunu fark etmişti. JPMorgan’ın açtığı dava hafta içinde sonuçlandı ve Frank’in kurucusu suçlu bulundu. Charlie Javice’in, 10 yıldan uzun bir süre hapis cezası alabileceği konuşuluyor. JPMorgan’ın $175m ödeyerek satın aldığı Frank’in gerçek müşteri sayısı ise 300 binmiş.
Bu arada dolandırıcılık haberleri bitmiyor. A16Z ve Benchmark’tan yatırım alan, ‘AI SDR’ (sdr: sales development representative) girişimi 11x’in de aynı Frank gibi ciro dahil bir çok metriğini ‘şişirdiği’ ortaya çıktı.
Yeni Pazarlama’nın ABCDE’si
‘The ABCDE of Re-invented Marketing’ isimli bu çalışma kısa, öz, olması gerektiği gibi. Pazarlamacıların wallpaper yapıp; her bir kutu üzerine, uzun uzun düşünmesi gereken cinsten. Evet belki hiçbir kutu pazarlamacılar için yeni değil, ama bir arada görmesi ve gerçeklerle yüzleşmesi burada yatan asıl değer.
Tabii ki her şeyin değiştiği bu dünyada pazarlama da değişiyor, hatta değişti bile. İşte bu yeni pazarlamanın A’sı kitle, B’si marka, C’si içerik, D’si veri, E’si ise kurumsallık.
İlk bakışta aklımda kalanlar;
Müşteri değil, insan.
Bu insanlar düşünüyor, gündem belirliyor, cancel ediyor, her geçen gün daha da artan endişe ve kuşku içinde… Artık insanları segmente etmek değil, çok sayıdaki platform arasında aggregate etmek değerli. Biraz da teknik bir konu; artık insanların yapay zeka evreninde de birer karşılıkları var, siz asistan, ben agent diyeyim…
Marka hala çok önemli, ama etkilisinin nasıl oluştuğu değişti.
Bu çağda iletişime değil de en iyi ürüne, kaynakların büyük bir çoğunluğunu aktarmak, yani en iyi deneyimi sunmak gerekiyor. Rekabetin her yerden geldiğini düşünürsek en iyi korunma yöntemi bizzat ürününüz oluyor. Tam da bu bölümde atıf da Jeff Bezos ve Amazon üzerinden yapılıyor.
Diğer yandan, daha önce da yazmıştım: ‘Employee Branding is the new Marketing’. NPS’yi müşterilerde değil, çalışanlarda aramak lazım.
Pazarlamanın kurumsallığı nasıl olur?
Her şirketin en eğlenceli, bu takımların dışındaki bir insan olarak bana sorarsanız şirket etkinliklerinde yanlarında vakit geçirilesi insanları pazarlamadan olur… Peki, pazarlama nasıl kurumsal olur?
Intel’ın bugün hayatta olmayan CEO’su Andy Grove, “Yalnızca paranoyaklar hayatta kalır” demişti. Günümüzdeyse şizofrenik düşüncelere yer açmak gerekiyor. Artık bu takımların korkusuz ve diverse olmalı. Liderler de sürekli öğrenen, yeniliğe açık, şeffaf bir yaklaşımla bu takımların başında olmalı.
Kapanış…
Sonuna kadar okuduğunuz için teşekkürler! Bana ulaşmak için, bizzat bu e-postaya yanıt verebilirsiniz.
180. sayı, 22 Nisan’da, her zamanki saatinde sizlerle. Hem e-posta kutunuzda hem de favori podcast uygulamanızda.
Sevgiler.