Soft Commitment #184 | AI ekonomisi, Figma ile PLG dersi, tüketici alışkanları, GenAI gündemi...
2 tane 'tam bir Silikon Vadisi hikayesi', bolca GenAI gündemi, Stripe, Terminal, tüketici alışkanlıkları ve dahası... Zihninizde daha sonra birleştirmeniz için çok sayıda nokta koyacak bir sayı daha..
Soft Commitment’ın 184. sayısına hoş geldiniz, yazın ortasında dolu dolu bi sayı oldu.
Rastlamanızın pek de kolay olmadığı konu ve içgörülerle, zihninizde daha sonra birleştirmeniz için çok sayıda nokta koymaya çalışacağım. Son on beş güne Soft Commitment bakışı atmaya hazır mısınız?
🚨 Beni LinkedIn ve Twitter’da da takip etmeyi atlamayın.
🚨🚨 Soft Commitment’ın en iyi okuma deneyimi Substack’te, buradan abone olabilir, arkadaşlarınızı da sekiz buçuk senedir devam eden ve sekiz bine yakın teknoloji sektörü çalışanının takipçisi olduğu e-bültene davet edebilirsiniz.
7 başlıkta; 21 gelişme, bakış açısı ve içgörü hemen aşağıda sizlerle…
Keyifli okumalar,
Üretken Yapay Zeka gündemi
Geçtiğimiz hafta LinkedIn’de yaptığım şu paylaşımdakine çok benzer şekilde; iş ilanlarına başvurular ve başvuru sonrası süreçler de post-LLM paradigmasında bir hayli değişti, veya ilginçleşti. CV ve coverletter’ı AI ile hazırlamayan aday herhalde yok. CV’leri okuyup değerlendiren, otomatik yanıtlar veren de şirketlerin kullandığı AI sistemleri. Hatta şu sıralar çok sayıda startup, aday ile ön-görüşme yapan sesli AI modeli üzerine çalışıyor. Mülakat aşamasına gelinip gelinmemesi kararını da AI veriyor; ve pek tabii ki mülakata giren aday ve adayı değerlendiren işveren de aynı LLM’leri kullanarak görüşmeye hazırlanıyor… AI’ı kimin daha iyi kullandığı ölçülse; o da fena bir değerlendirme olmayacak ama yaşanan o da değil.
AI paradigmasında malleable software kavramından; uygulamaların zamanla herkese ayrı bir arayüz sunup, uygulama içinde başka kullanıcıların oluşturduğu mini-agentic-app’leri tüm kullanıcılara açacağı (her uygulamanın adı konmamış. bir app store’u olması gibi) bir gelecek öngördüğümden bahsetmiştim. Anthropic de bir LLM olarak API key bile gerektirmeden, prompt ile geliştirilen uygulamaların yine LLM içinde kullanılabileceği yeniliğini tanıtmış. Malleable software’in LLM’ler özelinde bir örneği gibi okumak mümkün.
The Path to Medical Superintelligence (by Microsoft): Hemen aşağıda üzerine vurgu yapacağım YC’nin en çok ekonomik fırsat gördüğü AI alanlarından birisi de sağlık. Ve Microsoft AI takımı, hafta içinde MAI Diagnostic Orchestrator’ı tanıttı. Çok aşamalı teşhis uygulayan bu model, 304 gerçek vakayı değerlendirip %85 doğruluk -ki bu oran tecrübeli doktorların ortalama doğruluk oranının 4 katından daha yüksek- yakalamış. Bu model tabii ki çok sayıda onay ve test sonrası gerçek hayatta uygulamaya geçebilir ama şimdiden kişiye özel tedavi ve hemen yukarıda bahsettiğim akıllı verilerden beslenme gibi şeyler aklıma geliyor. Ve rutin teşhisler otomatikleşirse doktorlar işsiz kalmaz, daha karmaşık vakalara ve hasta iletişimine zaman ayırabilir bir hale gelir.
Cloudflare’den LLM’lerin crawling’ine akılcı bir çözüm geldi. İnternet trafiğinin %20’sini üzerinden geçiren şirket, platform sahiplerine AI botlarına engelleme, (ücretsiz) erişime açma ya da duyurduğu ‘Pay per Crawl’ programına girerek gelir elde etme imkanı sunmaya başlıyor. Büyük ihtiyaç-tı, güzel çözüm, ayrıca Cloudflare için de çok akıllıca bir hamle.
iyO adlı şirketle girilen hukuki süreçte bunu öğrenmiş olduk ki; OpenAI’ın Jony Ive ile geliştirdiği ürün bir kulaklık değilmiş... Meta’nın RayBan ile geliştirdiği Meta AI Glasses’ı kullandıkça kulaklıkta da ciddi bir fırsat olduğunu bizzat gördüm ki iyi Soft Commitment takipçileri hatırlar; Apple AirPods üzerinde geliştirilen ürünler ve bu alana yatırım yapan şirketler vardı. Konumunuzu bilen, sizi tanıyan ve kullanımı çok normal olan kulaklık; OpenAI ve Jony Ive’ın vizyonunda küçük kalmış olabilir.
Anthropic, hafta içine Economic Futures Program’ını duyurdu. Yapay zekanın iş gücü ve ekonomi üzerindeki etkilerini izlemek üzere yola çıkan ekibin bulgularında en çok dikkat çeken; Anthropic kurucusu Dario Amodei’ye göre, önümüzdeki 1–5 yıl içinde AI, giriş seviyesi beyaz yaka işleri ortadan kaldırabilir, işsizlik oranı %20 seviyesinde artabilir. Anthropic sadece korku salmıyor, bu alandaki araştırmacıları 50 bin dolara kadar destekliyor da.
Soft Commitment Podcast’i hazırlarken de kullandığımız ElevenLabs, 11ai’i tanıttı. MCP de destekleyen, ‘voice first’ bir AI asistanı. Slack, Perplexity ve Linear gibi ürünlerle MCP üzerinden konuşan model hem buralardan bilgi almanıza hem de buralarda bir girdi oluşturmanıza yarıyor. Ürün gerçekten çok güzel duruyor, ama ElevenLabs’e buradan ‘sen altyapı sunmaya devam et, AI’ın en iyi use-case’i olan voice’da daha çok fırsat var, böyle ürünleri açık inovasyonla yani başka şirketlerle geliştir’ çağrısı yapıyorum.
Değerlemesi 12 milyar dolar olan koca Airtable; AI paradigmasında ‘refounding moment for the company’ düşüncesiyle kendisini bir AI aracı şeklinde yeni bir konumlandırmaya itiyor. AI otomasyonlarında sıklıkla bir DB olarak kullanılmaya başlayan şirket, vibe-coding ile gelen büyümeden çok memnun gibi duruyor.
Indexing the AI economy, Stripe’dan…
Kurulduğu dönemde e-ticaretin index’i olmayı hedefleyen ve olan, sonrasında SaaS’ın da index’i haline gelen Stripe, şimdi de AI’ın index’ini tutmaya başladı desek yeridir.
Şirketin Indexing the AI Economy başlıklı raporundan öne çıkanlar:
Forbes AI 50’nin %78’inin kullandığı Stripe’ın müşterileri arasında kimler yok ki? OpenAI, Anthropic, Midjourney, Cohere…
Stripe üzerindeki top 100 AI şirketine bakarsak; %30’u içerik üretimi, %25’i AI altyapısı, %20’si süreç otomasyonu, %14’ü asistan veya
chatbot, %11’i yine içerik özelinde özetleme ve içgörü sunma işi yapıyor.AI ve SaaS şirketlerinin en iyilerini kıyasladığımızda; $1m ARR’a ulaşmada, AI şirketleri 1.3 kat daha hızlı, $5m ARR içinse 1.5 kat. GenAI öncesi AI şirketleriyle GenAI sonrası AI şirketlerinin arasında fark ise çook daha fazla: 3 kat.
Diğer yandan AI şirketleri globale (ABD dışında) satmada da SaaS’lara kıyasla çok daha başarılı. GDP orantılı olarak bakıldığında en çok AI ürünü satın alan ülkeler de şu şekilde sıralanıyor: İzlanda, Estonya, Lüksemburg, İsveç, Singapur. Platformda üzerinden bir yıl içinde en çok ülkeye (200) satış yapan şirket Midjourney olmuş. Yani AI’ın pazarlamaya gerek kalmadan herkesin ilgisini çekmesi, bu ilginin tüm dünyada bir karşılığı olması ve konu AI olunca ürün deneme alışkanlığının çok yüksek olmasının bir sonucu olarak görebiliriz burayı.
Stripe’ın top 100 AI şirketinin %80’i endüstri spesifik, dikey bir çözüm sunmuyor, generalist takılıyor. Bu da hala dikeylerdeki fırsatı bize gösteriyor. Mesela YC’nin bu satırlarda daha önce de konu ettiğim ‘Request for Startups’ listesine bir bakın, AI dikeyindeki hiçbir ürün ki hepsi koca koca, akla ilk gelen konular, hiçbirinin bir karşılığı henüz akla gelmiyor. Tabii ki doğası gereği OpenAI gibi şirketler herkese hitap ediyor ama özelleşmiş veri ve modellerle dikeydeki fırsat hala inanılmaz.
Raporda henüz geçmiyor ama agentic payment ve bir önceki sayıda değindiğim AI şirketlerinin değişen (ve daha da değişecek olan) fiyatlandırma yaklaşımları da AI ekonomisi için öne çıkan diğer konular.
Bu arada Stripe demişken; şirketin ilk çalışanı ve BaaS girişimi Increase’i kurucusu olan Darragh Buckley, ABD’de Twin City Bank’ın %10’unu satın aldı. Bu hamle Increase’in direkt bankacılık hizmetleri sunmasına yol açabilir gibi duruyor.
Aynı anda 4 şirkette çalışan Soham Parekh ve Cluely
Suhail Doshi tweet’iyle Silikon Vadisi’nde bu haftanın konusu Soham Parekh isimli Hindistanlı bir geliştirici oldu. Kendisi pandemide sıkça duyduğumuz aynı anda iki şirkette çalışma işini abartan, AI hype’ında dört şirkete kadar çıkaran bir ‘ikon’. YC kabulü almak, A16Z’den yatırım almak gibi bir badge artık Soham Parekh’i işe alıp almamak. Tüm detaylar burada.
Gelen DM’ler ve ifşalarla Parekh’in 20’ye yakın şirkette işe alındığı ortaya çıktı.
Diğer yandan #181’de sizlere tanıttığım Cluely de ikinci gündem maddesiydi. Ben sizlere anlattıktan sonra A16Z’den $16m yatırım alan şirketin açık kaynak kodlu bir klonu çıktı (‘Cheating Daddy’), bu klon üzerinden ürün -Apache 2.0’a göre illegal bir şekilde- geliştiren bir YC şirketini de Soham Parekh isimli birisi HN’da şikayet etti.
Peki bu kadarı yeterli mi, hayır. Cluely’nin ARR’ı bir hafta içinde iki katına çıkarak (en azından kurucuların söylediği bu) $7m’a ulaştı.
Tam bir Silikon Vadisi hikayesi. Hem de iki tane.
State of the Consumer 2025: Değişim kalıcı hale geldiğinde
Pandemide eve kapandığımız günleri bir hayal edin; o zaman her gece onlarca yapılan canlı yayınlarda ve Clubhouse (sahi bir Clubhouse vardı n’oldu ona?) odalarında en sık konuşulan konu şuydu: pandemiden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, artık kimse kimseyle el ele tokalaşmaz…
Evet çoğu şey eskiye döndü ama değişimin kalıcı olduğu konular da var. McKinsey’nin hazırladığı State of the Consumer 2025’den öne çıkanlar şöyle:
İnsanlar çok daha fazla yalnız ve online zaman geçirme eğiliminde. Pandemiden öncesiyle 2025’i kıyaslayalım; eve yemek siparişi her yıl %20 büyürken, beraber dışarıda yemek yeme ise %3 küçülüyor. Para harcama noktasında ise anlık tatmin motivasyonunun ve online platformların tercih edilmesinin, pandemi döneme göre çok daha arttığını söylemek mümkün.
Coğrafyadan coğrafyaya değişiyor; ama genel olarak sosyal mecralarda daha çok zaman harcarken hala satın alma başta olmak üzere bir fikir edinirken arkadaş ve yakın çevreden etkilenme üst düzeyde. Tabii burada mutlaka ‘farkında olunmayan’ bir sosyal medya etkisini de hesaba katmak lazım. Mesela ABD’de ‘ilk önce yakın çevreme sorarım’ %50, sosyal medya ve influencer’lar %11.
1996 ile 2010 arasında doğan Gen Z, gelir döngüsü ve adeletsizliği gibi herkesin malumu sebeplerin de etkisiyle; açık ara en ‘savruk’ harcama yapan nesil ve artık para kazanıp harcar yaşlara geldiler, geliyorlar. Bu maddeyle alakalı, tüm dünyada içine girdiğimiz yeni demografik düzene dair iki kısa not:
Doğurganlık oranları hızla düşüyor
65 yaş üstü her birey için 1960’larda 9, bugün 6, 20 sene sonra 4 kişi çalışıyor olacak.
İnsanlar daha fazla ‘yerli markalardan’ alışveriş yapma eğiliminde.
Baştan söyleyeyim, söz konusu 18 ülkeden biri Türkiye değil. McKinsey’nin 18 ülke tüketicileriyle konuştuğunda iklim değişikliğinden politikaya; insanların en endişeli olduğu konu; enflasyon. Bu endişe daha az tüketim yapmakla değil, indirimleri kovalamak ve daha ucuz ürünlere yönelmekle sonuçlanıyor.
Tüm bunlar ne demek? 1- ezberlediğimiz tüketici değişti, değişmeye de devam ediyor. Duygu ile davranış paralel olmaktan uzaklaşıyor. Veriye dayalı olan çevik bir stratejinin önemi her geçen gün artıyor.
Kısalar…
Make America Healthy Again: Amerikan Kongresi’nde akıllı sağlık bileklikleri ve saatlerin kullanımının artmasıyla; bu cihazlarla Amerikan halkını daha sağlıklı hale getirme konuşulmaya başlandı. Her geçen gün daha çok ‘sağlık verisini’ ölçmeye başlayan bu cihazların sağlık sistemiyle konuşmasında, doktor-hasta iletişiminin arasına girmesinde fırsat büyük, katılıyor.
Nissan, ABD’de banka kurmak istiyor: Ford’un açtığı yoldan giden Nissan, hem bayileriyle hem de müşterileriyle arasına girecek bir takım finansman çözümlerini düşünerek banka kurma yolunda ilk adımını attı.
Peter Thiel’dan kripto ve teknoloji şirketlerine odaklanan dijital banka: Nissan dışında Peter Thiel da kendisi gibi politik bir figür olan teknoloji girişimcisi Palmer Luckey ile Erebor isminde bir dijital banka kurmayı planlıyor.
Superhuman’ı Grammarly satın aldı: Anlaşmanın detayları açıklanmadı, iki şirket de son yatırımlarını 2021 yılında almıştı, Grammarly $13b, Superhuman $825m değerleme üzerinden. İlk etapta bana ‘Superhuman kötü gidiyordu, Grammarly de ucuza ve hisse swap’ıyla kapattı‘ dedirtti. Ama açıklamaları okuyunca iki şirketin arasındaki sinerjiyi görmek çok da zor değil. AI ve e-posta odaklı, e-postada chat ve diğer iletişim kanallarına da genişleyecek bir verimlilik ürün ailesi ortak vizyon olarak tarif ediliyor. Grammarly’yi uzun süre kullandım sonra ürün yetersiz geldi ve bıraktım, Superhuman’ı denedim ama alışkanlık kazanamadım. Bahsettiğim ortak vizyon ise merak uyandırmıyor değil.
Twitter’ın yeni Head of Product’ı; Nikita Bier: Bu satırlarda kendisinden daha önce de bahsettiğim Nikita Bier, son kullanıcı ürünleri ve uygulama büyütmede dünyada en ünlü figürlerden birisi. Ününün yanında başarıları ve 2 exit’iyle de kişisel serveti onlarca milyon dolarla ölçülüyordur. Twitter kendisinin de çılgın gibi kullandığı bir ürün, ‘Head of Product’ ünvanı ve Elon Musk ile beraber çalışacak olmak heyecan vermiş olsa gerek. Rolün kapsamında biraz fractional’lık da vardır tahminimce ki kendisini Instagram’dan takip eden biri olarak söylüyorum bunu.
Figma’nın S-1 dokümanından öne çıkanlar (PLG nedir sorusuna yanıt)
Soft Commitment’ı okuyan herkesin kullandığına emin olduğum uygulamalardan biri olan Figma, teknoloji şirketlerinin ufak ufak yeniden halka açılmaya başladığı furyada S-1 dokümanı yayımlanan ilk şirketlerden biri oldu.
Baştan uyarayım; ABD borsaları da bizden çok farklı değil. O yüzden de şirketlerin pazardaki yerinden bağımsız bir şekilde değerlenebildiğini (her iki yönde de) lütfen unutmayın. Dolayısıyla da aşağıdaki etkileyici metrikleri okuyup; hemen ‘bu şirkete yatırım yapılır’ demeyin. :)
İşte Soft Commitment bakışıyla Figma’dan öne çıkanlar:
2024 yılında $750m gelir elde eden şirketin AWS’e ödediği fatura $110m. ‘AI wrapper’ biliyorduk da ‘AWS wrapper’ da artık hayatımızda olması gereken bir kavram. ‘Hesaplayan adam’ modumuzu açarsak; Figma, AWS’e günde 300 bin dolar ödüyor, 208 dolar dakikada…
Aylık aktif kullanıcı 13 milyon, Fortune 500’ün %95’i Figma müşterisi… Aynı Fortune listesinde 2000’e kadar inersek bu oran da %78’e iniyor.
Müşterilerin %76’sı, birden fazla farklı ürün için ödeme yapıyor. Yılda $100k üzerinde ödeme yapan 1000’e yakın müşteri var.
Bir müşteriden zaman içinde daha fazla gelir elde etmeyi ölçen, SaaS’lar için en kritik metriklerden biri olan Net Revenue Retention (NRR), %132 ki bu her SaaS için neredeyse bir hayal seviyesinde.
Operasyonel karlılık oranı %18, brüt kar marjı ise %91. Şirketin $1.5b nakti ve sıfır borcu var. Son 12 aydaki gelir büyümesi %46. Bu arada, şirketin hazinesinde $70m değerinde Bitcoin ETF’i de var.
Figma’yı en güzel ürün gamı daha geniş olsa da Adobe ile kıyaslayabiliriz. Ve hemen şunu görürüz: Figma’nın geliri Adobe’den neredeyse 30 kat daha düşük, ama 4 kat daha hızlı büyüyor. Figma’nun R&D ve satış/pazarlamaya harcadığı bütçe neredeyse aynı, Adobe’den satış ve pazarlama R&D’nin neredeyse 2 katı. Çoğu müşterisini önce bireysel kullanıcı olarak içeri sokan sonra da kişinin çalıştığı şirket tarafından müşteri olunan Figma’nın bu ‘land-and-expand’ yaklaşımı (bir başka deyişe; ‘bottoms-up adoption’) her yere entegre yapısı ve adeta ürünün kendini satması; tam olarak PLG (product-led growth) demek oluyor.
Diğer yandan; Figma’yı aktif olarak kullanan, ‘power user’ diyebileceğim arkadaşlarım (onlar hemen kendini tanıyacak) son yıllarda gittikçe artan şikayetlere sahipler. Bu da aslında her mass’e giden şirketin kaderi gibi, Figma’nın da zamanla power-user’larını çalacak bir rakibi çıkacaktır (ki burada AI odaklı ürünlerin şansı yüksek, Figma’nın AI tarafında henüz yeterince başarılı olamadığı bir gerçek), ama Figma halka açık şekilde daha da büyümeye devam ediyorken…
Merit System’den Terminal: Açık kaynağa ödeme katmanı
#174’de sizlere tanıttığım Merit System, 10 sayı sonra ürününün lansmanını yaptı: Terminal.
Açık kaynak kodlu yazılım geliştirmenin avantajlarından onlarca örnekle e-bültende sizlere bahsetmişimdir. Terminal ise hobi projelerden dev işlere kadar açık kaynağa ödeme katmanı ekliyor. Repo sahiplerinin; geliştiricilerden ürün yöneticilerine kadar projeye katkı sunanlara stablecoin’le ödeme yapmasını sağlayan platform bunu tüm dünyada yapabiliyor, uçtan uca vergi ve muhasebe operasyonunu da üstleniyor.
Stablecoin’leri ucuz ve tüm dünyada geçerli olduğu için tercih ettiklerini söyleyen Merit; altyapıda bi önceki sayıda bahsettiğim, Stripe’ın satın aldığı Privy’yi kullanıyor. Base ise Merit’in tercih ettiği bir başka blokzincir çözümü.
‘The financial stack for open-source software’ mottosuyla hareket eden Merit’in planları arasında bu doğrultuda yeni özellikleri Terminal’e eklemek var, projelerin gelir elde etme sorununa el atmaları da muhtemel. GitHub’ın da bu alanda geliştirmesi var, ama Terminal gibi güçlü bir oyuncuya da piyasada ihtiyaç var.
#174’de söylediğim şeyin hala arkasındayım; acaba ‘GitHub ne zaman Merit System’i satın alacak?’.
Kapanış…
Sonuna kadar okuduğunuz için teşekkürler!
Bana ulaşmak için, bizzat bu e-postaya yanıt verebilirsiniz.
22 Temmuz sabahı ve her zamanki saatinde Soft Commitment’ın yeni sayısı hem e-posta kutunuzda hem de favori podcast uygulamanızda olacak.
Sevgiler.
Eline sağlık. Çok güzel bir derleme olmuş. Yorumların da çok kıymetli.