Soft Commitment #194 | Kurumların AI'daki gözden kaçırdığı en büyük eksik ne, dikkatimi çeken AI use-case ve projeleri
AI’ın ‘turist problemi’, A16Z'den 2026'ya damgasını vuracak 'büyük fikirler', çok sayıda veri ve yeni ürün, bugünün AI modellerinin ‘doğruluk’ yerine ‘dopamin’ için optimize ediliyor oluşu...
Visby’nin sunduğu Soft Commitment’ın 194. sayısından herkese merhaba. 193. sayıda bahsettiğim yeni yıl sürprizi için çok kısa bir süre daha sizi bekleteceğim. Hatta hala yeni yıl hediyesi olarak ne alacağınızı bilmediğiniz arkadaşlarınız varsa; sizi bu dertten de kurtacağım. :)
Visby: AI search neden önemli? Performansınızı nasıl ölçebilir ve daha önemlisi iyileştirebilirsiniz?
Similarweb verilerine göre LLM’lerden gelen trafik, dünyanın en popüler bin sitesi için Haziran 2024’ten Haziran 2025’e 4.5 kat artmış. Ki bence daha da önemlisi; LLM trafiğinin, 2 kat daha fazla dönüşüm getirmesi. Zaten bu satırları okuyan birine, daha önce de sıklıkla bahsettiğim ‘AI Search’ alanını anlatmama gerek yok.
Adını bundan sonra çok daha sık duyacağınız Visby; aralarında Kelebek Mobilya, QNBpay ve Brandroom gibi şirketlerin olduğu ve çoğunluğu global olan 40’tan fazla müşteriye sahip. Hollanda merkezli Visby, teknolojisini ise Türkiye’de geliştiriyor.
ChatGPT, Claude ve Gemini için markanızın performansını ölçen; sadece kaç kez ve nerede markanız geçiyor bilgisi değil, aslında bir yolculuk olarak funnel analizi sunan Visby; performans artışı için hangi adımları izlemeniz gerektiğini söylüyor ve içerik önerileri de sunuyor. Hatta içerikleri SEO ve GEO’ya uygun olarak sizin için yazıyor.
QNB Türkiye, Gedik Yatırım ve Kuveyt Türk Bankası’nın CVC kollarının yatırımcısı olduğu Visby; Soft Commitment’a özel, ücretsiz, bizzat kurucu ekibin de dahil olduğu, markanızın LLM’lerdeki görünürlüğünü analiz eden bir audit raporu sunuyor. Visby ile tanışmak için bu linke tıklayabilirsiniz.
AI Search’e eğilmek için ne kadar geç kalırsanız; ileride o kadar büyük bir bariyeri atlamanız gerekecek, hem maliyet hem zaman olarak. Bazı sektörler çok daha hızlı ama neredeyse tüm sektörler AI search’ün etkisi altına giriyor, AI paradigmasında dijital pazarlamanın en büyük etki alanına gecikmeden öncelik verin derim.
Soft Commitment Podcast 🎙️
Benim sesimle eğitilmiş bir AI modelinin, e-bültendeki içerikleri seslendirdiği Soft Commitment Podcast’i dinleyebilir, kullandığınız podcast uygulamasında takip edebilirsiniz.
Şu meşhur Spotify yıl sonu raporunda gördüm ki Soft Commitment Podcast, en çok dinlediği podcast olan 160, ilk 5 podcastten biri olan 600, ilk 10 podcastten biri olan ise 1000 kişi var. Teşekkürler!
Rastlamanızın pek de kolay olmadığı konu ve içgörülerle, zihninizde daha sonra birleştirmeniz için çok sayıda nokta koymaya çalışacağım. Son 15 güne Soft Commitment bakışı atmaya hazır mısınız?
Neredeyse dokuz senedir devam eden ve 8.472 teknoloji sektörü çalışanının takip ettiği Soft Commitment’ı iş arkadaşlarınıza forward etmeyi ve paylaşmayı da atlamayın.
Keyifli okumalar,
Kültür, stratejiyle beraber teknolojiyi de yiyor
MIT’nin şu meşhur; ‘kurumsal dünyada hayata geçen AI ürünlerinin, %95’inin finansal etki olarak başarısız olduğunu’ söylediği raporu kadar önemli bir çalışmaya da EY imza attı.
29 farklı ülkeden bin beş yüz şirketin katıldığı araştırma; bu şirketlerin AI sayesinde elde edebilecekleri verimlilik artışının yaklaşık %40’ını, insanların yeterli hazırlık ve yetenek stratejisi eksikleri nedeniyle masada bıraktığını dile getiriyor. Çalışanların;
%64’ü son bir yıl içinde iş yüklerinin arttığını,
sadece %12’si tam verimli bir eğitim aldığını,
%37’si de AI’a güvenmenin mesleki becerilerini zayıflatabileceğine inandığını
söylüyor.
‘Kültür, stratejiyi olduğu gibi teknolojiyi de kahvaltıda yiyor’ diyebilir miyim, bence durum tam olarak bu.
Şu 20 milyon görüntülenme alan tweet’i görmüşsünüzdür, bu anlatıda biraz abartı olsa da gerçekliğindeki en büyük sebep EY’ın da öne çıkardığı eğitim, hazırlık ve yetenek stratejisi.
“AI gelişimi bugün dursa bile, önümüzdeki on yıl boyunca toplum ve ekonomi üzerinde büyük, dalgalar halinde bir bozulma yaşarız; sadece mevcut modellerin nasıl kullanılacağını keşfetmemiz bile yeterli.”
Ethan Mollick imzalı bu cümlenin çok benzerlerini kurmuştum, hem burada hem de yaptığım sunumlarda; tamamen katılıyorum.
“Bugün AI modelleri ‘doğruluk’ yerine ‘dopamin’ için optimize ediyor”
Öncelikle Surge AI’dan başlayalım; çünkü başlıktaki söz girişimin kurucusu olan Edwin Chen’e ait.
AGI çağı için LLM üreten şirketlere kaliteli veri sunan girişim; 100’den az çalışanıyla $1b gelir barajını aştı, üstelik yatırım da almadan. Ayrıca dünyada bu noktaya gelen en hızlı şirket olmayı da başardı. Surge AI’ın en sadık müşterilerinin biri: Anthropic. Surge, Cluely üzerinden size bol bol anlattığım distribution oyununun tam tersini oynuyor diyebilirim. Şirketin planı; ilk günden bu yana çok küçük bir takımla ve bu yüzden yatırım intiyacı olmadan hareket etmek, ürünün başarısıyla büyümek… Bu plan anca Surge gibi inovasyon spektrumunun en ucunda yer alan bir şirkette işler, o da ayrı bir konu…
Haftaiçinde Lenny’ye konuk olan Edwin Chen şunları söyledi:
AI şirketleri, ‘doğruluk yerine dopamin için optimize ediyor’.
LMArena gibi modelleri kıyaslama platformları ise; emojili, biçimsel ama hatalı cevapları ödüllendiriyor. Laboratuvarlar benchmark skorlarındaki puanları için modellerini doğruluktan uzak noktalara doğru optimize ediyor. Ki aynı şeyi çok kısa bir süre önce Andrej Karpathy de söylemişti. Hatta Karpathy’ye göre her ne kadar benchmark skorları iyileşse de; model iyileşmesinde teknolojik sınıra geldik, bir dönem araştırmaya ağırlık vermek gerekecek.
Chen, eğitimi çocuk yetiştirmeye benzetiyor: Yani sadece doğru veya yanlışı değil; değerleri, güzellikleri, yaratıcılığı, ince zevkleri modele aktarmak gerekiyor. Ve bunu da ancak ‘veri zevki’ yüksek insanlar yapabiliyor.
Chen’in AGI öngörüsü ise en az on yıla daha ihtiyacımız olduğu. Çünkü AGI’a yaklaştıkça ilerleme çok daha yavaşlıyor.
Dikkatimi çeken use-case’ler ve son dönem işleri
Başlıkta yazmadım ama tabii ki AI’da. :)
‘Social prompting’ deneyimi: prompts.chat
Üretkenliğine hayran olduğum -hem de 2 çocukla!- sevgili Fatih Kadir Akın’ın yeni projesi daha doğrusu e-kitap olarak hayatına başlayan prompts.chat’in ürünleşmiş yeni versiyonu yayımlandı.
Ücretsiz, açık kaynak kodlu, dilerseniz self-host ve takımlar içinse organizasyon kullanımı gibi özellikleri bulunan prompts.chat;
prompt’larınızı paylaşmanıza,
etkili prompt’ları keşfetmeniza,
structured prompt’lar oluşturmanıza (burayı özellikle beğendim)
ve platformdaki diğer prompt’lara iyileştirme önerileri sunmanıza
yarıyor.
Daha önce de söylediğim gibi sosyal prompting deneyimine çok inanıyorum ve ek olarak kısa zaman içinde LLM’lerin de böyle özellikleri platformlarına ekleyeceğini düşünüyorum.
Artık Cursor’da tasarım yapmak da mümkün
Daha önce de sıklıkla dile getirdiğim gibi; roller bundle oluyor ve takım yapıları da baştan aşağı değişiyor. Cursor’ın son yayınladığı özellik, platform üzerinde tasarım yapabilmenize yarıyor. Bir tarayıcı tab’ı üzerinden, elementleri modifiye ettiğinizde Cursor, bu değişiklikleri otomatik olarak koda yansıtıyor. Visual Editor adı verilen bu özellikte farklı state’leri de görüp düzenleyebilmeniz de mümkün.
Vibe-coding kelimesi sizce ne zaman hayatımıza girdi?.. Biraz düşünün ben bir alt satıra geçene kadar… :) Şubat 2025, yani daha bir sene bile olmadı. Bu araçların şimdilik sadece yeteneklerini gördük, zamanla birer ürün olarak da iyileşecekler ve bu gibi özelliklerle verimlilikte teknolojinin sınırlarından bağımsız büyük bi yükseliş yaşayacaklar.
Mesela Cursor’un Visual Editor’unda daha agent’lar yok. Örneğin siz düşünmeden A/B testleri arayüzünüzde run edebilir, kullanıcı davranışlarından gelen analizlerle size öneriler sunan bir agent (bu da Mixpanel’in agent’ı olsun mu, olsun.) paralelde çalışabilir.
Instacart’ın ChatGPT entegrasyonuna yakından bakalım
Şimdilik Instacart gibi ChatGPT entegrasyonları yalnızca ABD’de aktif olduğu için kaçırıyor olabilirsiniz ama LLM’lerin geleceğini okumak adına çok önemli.
Ülkemizdeki Getir’in bir muadili olan Instacart, ChatGPT kullanıcılarının prompt yazarak önce yapacakları yemeği seçme ve yemeğin içeriklerini görmesine, ürün seçmesine ve son olarak Stripe altyapısıyla ödeme yaparak sipariş vermesine yeni entegrasyonunda imkan tanıyor. Ödeme adımında ise size daha önce tanıttığım; Stripe’a ait ACP yani Agentic Commerce Protocol’ü kullanılıyor. ChatGPT içinde ya siz Instacart yazıp ya da konuşmayı buraya getirerek uygulamayı açabiliyorsunuz.
Aslında ChatGPT de arka planda bir agent kullanıyor diyebiliriz, kısa vadede olacak olan; agent kullanılan arayüzler artacak, sadece ChatGPT’den değil, birçok yerden bu agent’ları çağırabileceğiz. Dolayısıyla MCP’ler, ACP’ler ve tabii bir de AX (Agent Experience) çok daha önemli hale gelecek.
Ülkemizde bu protokolün implemente edilmesi, özellikle büyük pazaryerlerinin çok benzer bir deneyimi ChatGPT’den bağımsız olarak sunması gibi adımları merakla bekliyorum. Bu arada Instacard’ın CEO’su Fidji Simo ki kendisi Facebook’un eski uygulamalardan sorumlu yöneticisiydi, bugün OpenAI’da uygulamalar departmanı başındaki yönetici.
Claude Code, Slack içinde çalışabilecek
Yine bir yetenek transferi ilişkisiyle başlayalım; Slack CEO’su da bu hafta içinde OpenAI’da CRO (Chief Revenue Officer) olarak görev yapmaya başladı.
Gelelim Slack ile Claude Code entegrasyonuna… Henüz betada olan bu özellikle Slack içinde @Claude yazarak, Claude’nin sohbet akışı içinde bağlamı yakalayıp özellik taleplerini ve hata raporlarını otomatik olarak anlamasını ve kod yazmaya başlamasını tetikleyebiliyorsunuz. Ardından Claude yine Slack içinde kod önerisi ve pull request’lerini sizinle paylaşıyor. Her açıdan çok ilgi çekici.
Tekrar aynı şeyi söyleyeceğim ama LLM’ler ve genel olarak AI araçları için artık teknolojik derinlik ve model başarısı kadar bir ekosistem kurgulamak, geniş bir entegrasyon seçenek listesi sunmak yani aslında iyi bir ürün olmak daha da ön plana geçiyor.
Bu kadar AI Coding konuşmuşken; Cursor ve Claud Code, toplamda tahminlere göre $3.1b ciroyu geride bıraktılar. Bu da dünya genelinde yazılım geliştiricilere ödenen maaşın %2’si kadar.
‘Hemşireler rahatsız‘
New York hastanelerinin kullandığı AI araçları; hemşireleri, hem işlerinden olma hem de yeterli test ve denetim olmadığı için hastaların negatif etkilenebileceği endişesine sürüklemiş. Söz konusu araçların nasıl ve nerede kullanıldıklarını tabii ki bilemiyorum ama konu hastane ve hastalar olunca regülasyon eksikliği bir kez daha ‘gözümüze giriyor’.
Kısalar…
Twitter’da geçtiğimiz günlerde popüler olan bu grafiğe denk gelmiş miydiniz? 2024 yılında AB; ABD teknoloji şirketlerine 3.8 milyar euro ceza kesti; buna karşın Avrupa kıtasındaki tüm halka açık teknoloji şirketlerinden, yalnızca 3.2 milyar euro gelir vergisi topladı.
Keşke elimizde yeterli veri olsaydı da bu cezaların ne için kesildiğini de görseydik. Evet Avrupa’da bazı cezalar ‘tamamen duygusal’ sebeplerle kesiliyor, ama bazıları da regülasyonun olduğu kadar hala ‘medeniyetin de beşiği’ olan Avrupa’da, mahkemelerin very-big-tech’lere çok haklı olan yaptırımları çünkü...
Ne demeye çalışıyorum; hemen güncel iki karardan bahsedeyim size.. Hollanda, Amazon depo işçilerinin ‘robo-firing’ dedikleri algoritmayla işten çıkarılması için ‘sebep göstermek zorundasın’ dedi ve bu uygulamanının devam etmesine engel oldu. UK’de, Uber ile sistemdeki sürücüler arasında bir işçi-işveren sözleşmesi olmasa da mahkeme ‘aslında bu sürücüler senin işçin’ dedi ve Uber’in kaçtığı bazı sorunlulukları korumaya devam etti.
Yapay Zeka ile direkt ilişkili olan hisse senetleri; S&P 500 index’inin getirdiği karın %75’ini üretti. Bu şirketlerde; ChatGPT’nin tam üç yıl önceki lansmanı sonrasında %79’luk gelir artışı raporlandı. Diğer yandan; AI’ı 2. planda tutan SaaS şirketleri (halka açıklar), tarihdeki en düşük yıllık büyümelerini yaşadı: %16.
ABD, 1900’den 2000’e, her otuz yılda bir 10 kat büyüttüğü elektrik üretimi kapasitesini, son 25 yılda sadece 1.3 kat büyütebildi. Çin ise aynı dönem içinde 7 kat büyüme yaşadı. Konuyla ilgili bir veri daha: bugün ABD’deki veri merkezleri ülke elektrik kapasitesinin sadece %4’ünü tüketiyor.
Bir A16Z çalışanı, Twitter’daki paylaşımında VC ile PE’lerin AI sonrası iyiden iyiye birbirleri içine girdiğini, burada da bir bundle hikayesi yaşandığını uzun uzun anlattı. Kısa bir yorum yapayım; bu bundle’a da katılıyorum.
YC’den sonra şimdi de A16Z’den 26’ya damgasını vuracak fikirler listesi
‘YC daha erken aşamayı hedefliyor’ şeklinde bir argümanım var ama yeterli mi pek emin değilim, şunu söyleyerek başlamak istiyorum; YC’nin listesinin tarafsızlığına inanıyorken, A16Z’nin listesi de bir o kadar yanlı geliyor. Bu arada Y Combinator’ın ‘Request for Startups’ sayfası burada, A16Z’nin açıkladığı ‘Big Ideas 2026’ yazı dizisi burada.
Şunu da eklemem lazım; Y Combinator’ınn fikirler altındaki açıklamaları da çok daha doyurucu-ydu. Listeden gözüme takılanlar;
‘Big enterprise’ segmenti için unstructured verinin anlamlandırılması, daha doğru bir ifadeyle AI için hazır hale getirilmesi.
‘Agent-native infrastructure’ kavramını sevdim, kısaca şu; bugüne kadar yazılım altyapısı (DB, sunucular…) karşısında bi insan varmış gibi kurgulandı lakin artık agent’lar da var. Bu da ölçümlemeden ölçeklenebilirlik limitlerine yeni bir çağ… Altyapıların bir bölümü bu yeni çağa -bazı açılardan- uyumlu olmayacaktır.
‘Know Your Customer’ gibi, ‘Know your Agent’ (KYA). Agentic payment gibi kritik alanlarda daha da önem arz ediyor tabii.
AI’ın ‘turist problemi’
Daha önce de paylaşmıştım, şimdi çok daha detaylı bir veriye denk geldim. AI-native uygulamaların churn-rate’i gözle görülür şekilde yüksek.
Neden diye düşündüğümde aklıma gelenler şunlar, çözüm reçetesini bulmak ise uygulama bazlı ve zorlu bir yolculuk:
pazar kalabalık yani alternatif çok,
AI uygulamalarının -maliyet kaynaklı olarak- free trial verme oranı düşük,
ve kullanıcıların merak/deneme isteği geleneksel SaaS’lara kıyasla daha fazla.
Kapanış…
Visby’nin sunduğu Soft Commitment’ın 194. sayı da burada sona erdi.
Ve hazırsanız o espriyi yapıyorum: seneye görüşürüz. Bir sonraki sayı normalde 30 Aralık’a denk geliyor ama o hafta hem global gündem hem de ben ve sizler; az da olsa teknolojiden uzaklaşıyoruz. O yüzden 195. sayı 6 Ocak Salı günü sizlerle.
Fikir ve önerilerinizi iletmek ya da sadece selam vermek adına bana ulaşmak için okuyor olduğunuz bu e-postaya yanıt vermek en iyi seçenek.
Sizin, ve sayıları 9 bine yaklaşan teknoloji sektörü çalışanının… Soft Commitment’ı ilgisini çekeceğini düşündüğünüz arkadaşlarınızla paylaşmayı da lütfen unutmayın. Beraber ve sayenizde büyüyorum/z.
Sevgiler, şimdiden mutlu seneler.




