Soft Commitment #151
10 maddede (Generative) AI gelişmeleri, ‘yeni hiçbir şey yok, sürekli hatırlamamız ve mümkünse uygulamamız gereken her şey var’ kitabı Getting Real, Apple Vision Pro ve web3’ün son hype'ı Farcaster...
E-bültenin 151. sayısından herkese merhaba!
#150’de bu konuyu pas geçince bu sefer dolu dolu, 10 maddede (Generative) AI, ‘yeni hiçbir şey yok, ama sürekli hatırlamamız ve mümkünse uygulamamız gereken her şey var’ şeklinde tarif ettiğim kitap Getting Real, Apple’ın Vision Pro’su ve son web3 hype’ı Farcaster bu sayının gündem maddelerini oluşturuyor.
Referans sistemi: Soft Commitment’ı arkadaşlarınıza önerin
Her sayısı 6 bine yakın profesyonelin e-posta kutusuna düşen Soft Commitment’ı büyütmek de yine siz okuyucularının elinde.
Eğer Soft Commitment’ı Substack üzerinden takip ediyorsanız, ilgisini çekeceğini düşündüğünüz arkadaşlarınızı Soft Commitment’ı takip etmeye davet edebilirsiniz:
Üç tier (5-10-25 kişiye referans olanlar gibi) belirledim, bu tier’lara ulaşanlar için daha sonra hep beraber neler sunabiliriz konuşuruz. :) Aklımda ‘bazı güzel fikirler’ yok değil, şimdiden tier’lar dolmaya da başladı.
Keyifli okumalar,
Erman Taylan (LinkedIn & Twitter)
6 Şubat Depremi’nin yıl dönümünde, kaybettiğimiz binlerce insanımıza saygı ve rahmetle… Geride kalıp sevdikleri için yaşama tutunmak zorunda olanlara kuvvet diliyorum.
📕 Getting Real!
Hafta içinde bir arkadaşımla konuşurken ilgi ve beğeniyle takip ettiğim 37signals ekolünün ilk kitabını es geçtiğimi fark ettim: Getting Real (.pdf).
Eminim Rework’ü (‘Sil Baştan’ olarak Türkçeye çevrildi) duydunuz, Getting Real ondan da önce 4 yıl önce, 2006’da yazılmış. Siz Soft Commitment okuyucuları için kitapta yeni hiçbir şey yok, ama sürekli hatırlamamız ve -mümkünse- uygulamamız gereken her şey var. :)
Kitabın tam 18 yıl önce yazıldığını düşününce örneğin MVP kavramı gibi bazı şeyler bugün bana sorarsanız bir hayli değişti ama şöyle kısa bir özet yapmaya çalışırsam;
Daha küçük yazılımlar, daha az özellik, daha az seçenek, daha az kural, daha az insan, daha az söz (vermek), daha az toplantı, çok daha az uzun vadeli plan…
Hata yapmaya izin veren bir kültür, birden çok işi yapabilen takım arkadaşları
Dışarıdan para almanın her zaman ikinci planda olması, en hızlı şekilde kendi kendini sürdürebilir bir yapı kurulması
Sürekli rekabetle, başkalarının ne yaptığını takip ederek yaşamamak, pazarlama dilindeyse farklı bir yerde konumlanmak, bu farkı da her fırsatta göze sokmak
Kullanıcılardan gelen yorumları okumak ve unutmak (odaklanılması gerekenler zaten sürekli karşınıza çıkar), ürün vizyonunu saptıracak özellik sürekli gelse de hayır demek
Ürünün mükemmel çalışması da mükemmel gözükmesi de gerekmiyor
Zor kararları en başta almak, problemleri de başına gelmeden çözmek
Takım içinde en ‘fake’ edilemeyecek şey: heves, şevk, motivasyon
Kitapta lansman öncesi, sırası ve sonrasına dair de çok güzel ve bu tonda net öneriler var, ama uzatmak istemiyorum.. Son olarak; ‘success is all about great execution’
Kitabı okuyacak olanlara da özet yeterli geleceklere de bonus: Jason Fried’ın Lenny’ye konuk olduğu bölüm burada. Bu sefer o kadar eski değil, Aralık 2023’ten… :)
🚂 (Generative) AI gelişmeleri: Geliştirici ilgisi, GPT Store, Llama yeni versiyonu, Arc Search, New York Times üzerinden telif konusu…
#150’de AI hakkında gelişmelere hiç yer vermeyince, bu sayıda dolu dolu bir bölüm ortaya çıktı. 10 maddede Soft Commitment seçkisi ve dilinde AI turuna hazır mısınız?
Önce iki dev OpenAI ve Meta’nın son gelişmeleri, sonra geliştirici ilgisi, telif davaları, yeni ürünler ve dikkat çeken kullanım alanları, son durakta ise MIT ve IMF imzalı iki araştırma…
1- OpenAI’ın GPT Store’u ve GPT Store’un kurumsal versiyonu
OpenAI’ın GPT Store’u açıldı, kurumsal versiyon ise çok yakında. Platform şu an için ‘takım olarak kullanma’ özelliğini eklemiş durumda, bu özellik girişimler, daha küçük takımlar için konumlandırılmış. Henüz herkesin söylediği gibi GPT Store’un nasıl App Store’dan daha büyük bir platform olacağını kafamda canlandırmakta zorlanıyorum ama kuşkusuz OpenAI, özellikle kurumsal rekabette oturmuş düzen ve binlerce uzman çalışanıyla Microsoft’u da yanına almanın ekmeğini fazlasıyla yiyecektir.
2- Meta’nın AGI çıkışı ve Llama yeni versiyonu
Nvidia’ya 2024 içinde teslim edilmek üzere 600 bin çip siparişi veren, milyarlarca dolar ödeyecek olan Meta, Llama’nın yeni versiyonu olan Code Llama 70B’yi de yayınladı. 500 milyar token ile beslenen ve geliştiricilere 100 bin token ile işlem yapabilme imkanı sunan Meta’nın Llama 70B’si Hugging Face ve TensorFlow’dan da erişilebilir durumda. Ayrıca açık kaynak kodlu odağını hafta içinde vurgulayan Zuckerberg, OpenAI ve Google’dan sonra AGI’yi de bir hedef olarak işaret edenler arasına katıldı
3- Gelişticilerin %63’ü AI asistanlarıyla ilgili
Geliştirici odaklı girişimleri odağına alan yatırım fonu Heavybit imzalı geniş çaplı bir araştırma, geliştiricilerin AI’ı nasıl kullandığı, konu hakkında ne düşündüğüne mercek tutuyor: Who Are the Developers Working on Generative AI Projects?
4- The New York Times’ın AI telif davaları
OpenAI vs TNYT: #149’da da bahsetmiştim, konumuz kısaca Apple’ın The New York Times’a içeriğini AI için kullanmak üzere lisans bedeli (telif ücreti) ödemeyi teklif ederken OpenAI‘ın telif ödemediği için gazeteyle davalık olması. OpenAI, modellerinin tek bir kaynaktan etkilenmediği ve halka açık kaynakları taramanın ‘internet özgürlüğü’ içinde kaldığını savunsa da The AI Policy Institute gibi bağımsız oluşumlar pek de aynı noktada değil... Ayrıca sadece The New York Times değil; bazı yazarlar ve sanatçılar da OpenAI’a benzer davalar açtı. Konu oldukça karmaşık, hem hukuki hem de felsefik. Şahsen AI ve telif konusunda en kritik noktanın AI modellerinin kapalı kutu şeklinde değil, beslendiği içeriklerden ne ölçüde ve nasıl etkilendiğini ispat edebileceği bir şekilde çalışması olduğu kanaatindeyim. Diğer yandan New York Times gibi bazı ‘kritik kaynaklar’ var ki; rekabette oldukça fark yaratacak bir potansiyele sahipler, Apple’ın yaklaşımı ve aksiyon hızı takdire şayan.
Konu hakkında bir Stratechery makalesi burada.
5- Arc Search: AI ve arama
Google’ın 2022’deki 168 milyar dolarlık gelirinin %58’i aramadan geliyordu, yeni nesil bir tarayıcı olarak konumlanan Arc, hafta içinde Arc Search’ü duyurdu. Arc, bu yeni ürünüyle yaptığınız arama sonucunda karşınıza çıkacak linkleri sizin yerinize inceliyor, buradaki bilgilerden derlenmiş, size özel tek bir sayfayı arama sonucu olarak veriyor. Bu sayfada video embed’leri, quote’lar yer alıyor, arkada sizin için incelenen sayfa sayısı ise şimdilik altı. En kısa özetle Arc Search; arama için özelleşmiş bir AI agent. Arc henüz geniş kitlelere yayılmasa da erken benimseyen kitleye sahip bir ürünken; Arc Search neden ayrı bir uygulama olarak konumlandı orasını anlayamadım.
Bu iş için tasarlanmış bir uygulama olarak bugüne kadar pazarın en dikkat çeken oyuncusu ise Perplexity idi. Perplexity’nin de mobil uygulamaları ve desktop’ta da kolayca kullanmanıza (varsayılan arama motorunuz gibi konumlanıyorlar) yarayan Chrome eklentisi mevcut. Aramanın geleceğinde kesinlikle böyle çözümler zamanla dominasyonlarını arttıracaklardır.
6- Halka açık olmayan pazardaki girişimler için AI çözümleri
Şurada bugün halka açık şirketlerde AI ile çalışan botların piyasaları domine edişi ve başarılı sonuçlar ortaya koyması ile yakın gelecekte bunun halkın yatırımlarına kapalı olan girişimlere de ‘ineceğini’ söyleyen çok güzel bi e-bülten sayısı mevcut. Cap VC de halka kapalı (‘private markets’) yatırım yapan VC’ler için komple bir AI aracı. Bugün bu alan üzerine çalışan o kadar çok şirket var ki, Cap VC’nin gözüme çarpan ilk özelliği LP’lere raporlamadan portfolyo şirketlerine destek olmaya kadar tüm süreçleri tek bir platform altında birleştirmesi oldu. Bu pozitif bir şey mi kararı size bırakıyorum ama buradan halka açık bir şirket(ler) çıkacağına eminim. Cap VC kurucusu eski bir yatırımcı ki ürünün komple bir çözüm sunmasından bunu tahmin edebilirdik.
7- Bret Taylor’ın yeni AI şirketi: Sierra
Uzun yıllardır takip ettiğim Bret Taylor, OpenAI’ın eski YK üyesi olmasının dışında Silikon Vadisi’nin en değerli profillerinden biri. Ve Bret Taylor artık Sierra Kurucu Ortağı, eski Google VP’si (Gmail ve Google Drive’dan sorumlu olan) Clay Bavor ile beraber. $1b değerlemeye çok yakın bir yerden $85m yatırım alan Sierra’nın lider yatırımcısı ise Sequoia. Şirkete dair tek detay kurumsal odaklı bir AI şirketi olması.
8- Jellypod: AI ile güzel bir use-case
Türkiye App Store’un yer almadığı için deneyemesem de Jellypod son dönemde gördüğüm en akıllıca düşünülmüş ve AI kullanan uygulamalardan biri. E-bülten aboneliklerinizi bağlayarak ve gruplayarak kişiye özel podcast’ler oluşturmaya yarayan Jellypod, kullanıcılarına zaman kazandırıyor ve verimlilik katıyor. Eminim arkada kullandıkları teknoloji çok hızlı implemente edilebilmiştir.
9- TikTok treni kaçırdığından endişeli
TikTok zaten yapay zeka odaklı bir sosyal medya şirketi değil mi diyeceksiniz ama Generative AI ile AI arasında ciddi bir fark var. Bloomberg’e göre şirket üst yönetimi Generative AI trenini kaçırmaktan endişeli ki Meta başta olmak üzere çok değil 1-2 sene kadar önce bazı dev şirketlerin bu alanda daha çok işe alım yapışını tetikleyen şirket de bizzat TikTok’du. OpenAI’ın TikTok geliştirici hesabının yetkisini kesmesi de TikTok’u harekete geçiren sebeplerden biri olabilir.
10- Sen onu-bunu bırak; AI işimizi elimizden alacak mı?
Hepimizin aklında o soru için MIT bir makale yayınlamış ve AI’ın iş gücünü ne ölçüde ortadan kaldırabileceğini araştırmış. Evet, sonuçlar bizden yana pozitif, -şimdilik- telaşa lüzum yok. :) Ama çok da rahat olmayalım, çünkü IMF’in geçen haftaki raporu ise iş gücünün %40’ının AI ile yer değiştirebileceğini söylüyor.
👓 Apple Vision Pro’un ilk 2 günü: Bu ürün insan odaklı mı teknoloji odaklı mı
Önce unboxing, sonra ürün deneyim videoları, Tim Cook’un Vanity Fair’daki röportajı, cihazın ilk TV reklamı, Apple Store’daki ilk satış kutlaması, yayında olan kurumsal ve indie uygulamalar, 17 yıl önce alınan ilk patent (toplam patent ise 5000 (yazıyla beş bin)…
Ülkemizde henüz satışta olmadığı için pek gündem olmasa da dünyada haftanın ana konusu kuşkusuz Vision Pro’ydu. En güzel deneyim videolarından biri ise bence Casey Neistat’ın çektiği oldu.
1997 yılındaki bir söyleşide Steve Jobs’un ürün yapmaya teknolojinin imkanlarını düşünerek başlamak değil; insan (deneyim) odaklı olup teknolojiyi kullanmak gerektiğini anlatması akıllara Vision Pro’yu getirmedi değil. Vision Pro’da bugün için daha çok teknolojinin imkanları sonuna kadar kullanılmaya çalışılmış gibi duruyor. En çok da uygulama katmanı eksik diyebilirim. Ki orada Apple’ın bugüne kadar kurduğu düzeni belki de biraz -geliştiriciler lehine- değiştirmesi gerekecek.
Casey’nin söylediği gibi bu cihaz Apple’ın en kötü Vision Pro’su; kıyas için 2007 yılındaki iPhone’u, 2012’deki iPhone’u veya 2018’dekini hatırlamaya çalışın. Sadece uygulamalar değil, cihazın bir takım teknik ve ergonomik kısıtları, interaksiyona geçmenin eski usül hali ve dahası. Ama tüm bunların giderilemez eksikler olmadığı da bir gerçek, 2007’deki iPhone lansmanı kadar dijitali değiştirmeye aday bir lansmanla karşı karşıyayız..
Evet, ileride ‘spatial computing’ başta oyunlar ile eğitim ve iş hayatı olmak üzere dengeleri bozmaya aday, bugün içinse medya tüketimi en çok öne çıkan özellik gibi ki ilk reklamda da neredeyse sadece bunun üzerinde durulmuş. Tabii bir de yukarıdaki görselden de anlayacağınız üzere konunun ‘insani’ boyutu var. Yani bu cihazı saatlerce kullanmak nasıl bir his, en başta sağlıklı mı, insan gelişimine ve hayatına başka negatif etkileri neler olabilir?..
🛜 Farcaster: Web3’ün en yeni hype’ı, bir sosyal medya protokolü
Son günlerin Bitcoin’den de Ethereum’un kendisinden de çok konuşulan buzzword’ü olan Farcaster, Ethereum üzerinde çalışan, açık kaynak kodlu bir web3 sosyal medya protokolü (Decentralized Society - DeSoc) olarak tarif edilebilir. Evet, eğer tanıdık geldiyse Lens’e benziyor. Farcaster’ı deneyimlemenin en kolay yolu Warpcast’in iOS ve Android uygulamaları (Farcaster’ın resmi mobil istemcileri). Dokümantasyonu ise geliştiriciler için burada.
Ethereum üzerinde kimlik bilgilerini ve kimliğin sahipliğini tutan Farcaster, kullanıcısına bir ID, Ethereum adresi veriyor, her yıl bir kez olmak üzere Farcaster Hub desteklemek için $5 ödeme yapmanız gerekiyor, bu aynı zamanda potansiyel gas fee’leriniz için de kullanılıyor. Bu ödeme Farcaster için bir anlamda ‘giriş bariyeri’ oluyor ve içerik kalitesi açısından da bir önlem görevi görüyor. Farcaster Hub ise kişiden kişiye çalışan, zincir üzerinde tutulmayan (yani off-chain) bir ağ, kullanıcıların imzalanmış içeriklerini görüp interaksiyona geçmenize yarıyor.
Farcaster’ın en çok öne çıkan yanlarından birisi ‘özelleştirilebilir içeriklere’ (buna frame deniyor, bir örneği burada) izin veriyor oluşu, yani ‘tweet’lerin’ birer form’dan veya web sayfasından oluşabildiği benzetmesi yapılabilir. Diğer yandan Farcaster’ın protokülünü kullanarak Twitter klonu Warpcast, Discord klonu Farcord ya da Reddit klonu Flink gibi uygulamalar geliştirebiliyorsunuz. Bu uygulamaların tamamında aynı ID yani üyelik kullanılabiliyor, üyelikten de öte tüm farklı uygulamalar aynı içerikleri gösteriyor, farklı ön-yüz ve deneyimlerde. Bu da Farcaster üzerinden geliştirilen bir uygulamaya, diğer uygulamadan içeriklerinizi ve takipçilerinizi tanıyabilmeniz anlamına geliyor.
Kim, neden Farcaster kullanıyor?
Farcaster ölçeklenmeyi Farcaster Hub ile çözmüş gibi duruyor diyeceğim ama şuna da denk geldim; zaman zaman Warpcast’in hizmet veremediği de oldu. Bu ulaşılamazlık muhtemelen blokchain bağımsız bir konu, zira geleceğin hibrit uygulamalarda olduğu aşikar, yani verilerin tamamını (Lens gibi) on-chain tutan değil, verinin kritikliğine göre on-chain veya off-chain tutan. Kullanıcı tarafında ise şu an için iki kesim var: ‘web3 native’ bir kitle, kaliteli bir sohbet ‘döndürüyor’. Olmazsa olmaz bir kesim daha var ki Farcaster üzerinde geliştirilen ve token’a sahip olan, airdrop yapan uygulamaları ‘kovalıyor’. Açıkçası bu ikinci kitle içerideyken sağlıklı bir sosyal ağ ortaya çıkarmak pek kolay değil, hatta sağlıklı büyüyen herhangi bir uygulama.
Friend.tech de bir başka hype’dı ki Ağustos 2023’te sizlere bahsetmiştim, şu an pek de esamesi okunmuyor. Diğer yandan en başta Farcaster’ı anlatırken örnek verdiğim Lens Protokol de 2022’deki halinden çok uzakta, son kullanıcı olarak da geliştiricilerin ilgisi olarak da. Günün sonunda bir sosyal medya uygulaması hayata geçiriyorsunuz ki dijital dünyanın en zahmetli çabalarından biri olsa gerek, bir de üzerine bunu web3’de yapıyorsunuz, Farcaster’ın sonunun da bu ikiliye benzememesi için ‘makul’ bir sebep bulmakta zorlanıyorum.
Peki sen Farcaster’da mısın, tabii ki evet: @etaylan :)
Kapanış…
151. sayıyı buraya kadar okuduğunuz için teşekkürler! Bana ulaşmak için okuyor olduğunuz bu e-postaya yanıt verebilirsiniz. 152. sayıda, 20 Şubat Salı sabahında görüşmek üzere.
Sevgiler.