Soft Commitment Almanak'24 - En'ler ve Öne Çıkanlar (#172)
Her sayıdan öne çıkan bir haber, o haberin ve etrafındaki konuların bugün nereye geldiğine dair notlar... Adeta 2024 yılı teknoloji perspektifinden bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçecek.
Soft Commitment Podcast
Soft Commitment Almanak’24 podcast bölümü için inanmayacaksınız ama bu sefer AI değil bizzat ben konuştum. 🙂 Soft Commitment Podcast favori mecranızda yayında:
Adettendir, almanağa e-bültene dair birkaç istatistikle başlayalım;
Bu yıl yayınlanan 30 sayıda yaklaşık 300 bine yakın okunma, ortalama %45 e-posta açılma oranı
Yalnızca Substack üzerinde %30 abone büyümesi
Bu yılın bizim için en büyük yeniliği olan Soft Commitment Podcast’e bakalım; 6 bölümde 1500’den fazla dinlenme
Bu yılın en popüler sayısını merak ediyorsanız, buyrunuz: "Every startup is a media company. Every founder is an influencer."
Benim için bu sayılardan çok daha önemlisi ise; tutkuyla takip ettiğim bu dünyaya dair yazdıklarımın; kendi alanlarında son derece deneyimli, meraklı ve etki gücü yüksek bir komünite olan sizler tarafından okunuyor olduğunu bilmek. Yani niteliğin nicelikten çok daha anlamlı olduğu bir yerdeyim.
Soft Commitment ile teknolojiyi çok değil, ama 1-2 adım önden takip etmek
Almanağı hazırlarken farkettim ki örneğin günümüzün en hype konusu diyebileceğim ‘AI agents’ kavramını dikkatli bir Soft Commitment okuyucusuysanız 19 Eylül 2023’te okudunuz. AI Agents gibi çok sayıda başka örnek, ben sizlerle paylaştıktan sonra hızla büyüyen ve/veya yatırım alan girişim var.
Amacım gelecekten haber vermek değil, ki bunu bilgisayar başında okumalar yaparak başarmak pek kolay da değil, yine de Soft Commitment’ın sizi 1-2 adım öne taşıması bence hiç fena değil. :)
2024 Soft Commitment Almanağı’nda ne bulacaksınız?
Her sayıdan öne çıkan birer haber, o haberin ve etrafındaki konuların bugün nereye geldiği dair notlarla beraber sizlerle. Baştan sona okuduğunuzda adeta 2024 yılı bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçecek, tabii ki Soft Commitment bakışıyla. En sonda ise bu yılki sayılardan okuma önerilerini bulacaksınız, çok kısa açıklamalarıyla linkler sizlerle olacak.
Hepimize önce sağlıklı, sonrasında mutlu ve başarılı bir 2025 diliyorum.
Keyifli okumalar, mutlu yıllar,
🚀 Bir ‘AI ile toplantı notu alma uygulamasının’ Instagram ve TikTok ile büyümesi (#149 - 9 Ocak)
Bir büyüme hikayesiyle başlayalım, çok kalabalık bir pazar ve hızla büyüyen bir girişim.
“tl;dv’nin başta TikTok ve Instagram hesapları çok güçlü, bence kesin bir göz atın. :) TikTok’da 120 bin takipçi, 3 milyondan fazla izlenme, Instagram’da 90 bin takipçi var.
Komünite odaklı büyüme stratejisinin bir parçası olarak adına productherapy dediği, kullanıcıların anonim olarak geri bildirim verdikleri, ‘open startup’ kafasında bir ürün geliştirme metodolojisi de uygulayan tl;dv, bugüne kadar $5m’a yakın yatırım aldı.
Almanya merkezli girişimin sosyal medya hesaplarında viral olan videoları bir tarafa, tüm iletişim stratejisinde benzer bir dili yakalamak da mümkün.“
Bir yılda TikTok ve Instagram’da yaklaşık yüzde 30 büyümüşler, evet her hikayenin bir dönüm noktası da var. :)
Global ve corparate’a gitmeyen bir ürünseniz buraları hala denememiş olmanın makul bir sebebini bulmak bir hayli zor. Burada TikTok’u büyüme motorunun merkezine alan benzer örnekler var.
💸 HSBC’den ‘Wise-killer’: Zing (#150 - 23 Ocak)
“Wise başta olmak üzere Revolut gibi fintech’lere rakip olarak konumlanan Zing; en tepe iletişimine düşük komisyon ve masraf oranlarını koyan bir global para gönderme ve harcama uygulaması. 2023 yılında UK’in en büyük bankası olan HSBC’den.
Rakip olarak seçtiği fintech’lerden çok sayıda üst düzey transfer yapan Zing’i HSBC müşterisi olmayanlar da kullanabiliyor.“
Bugüne geldiğimde ise Zing’in güncel rakamlarına ulaşamadım, lansman sonrası pek bir haber de yok. İlk gün fazlasıyla etkileyici olan kurumsal inovasyon (new business) hikayelerinin onca güce rağmen her zaman başarıya ulaşması şart değil tabii ki ama; ‘denemesi bile güzel’.
Bu sayıda ‘yeni nesil sadakat ve sosyal medya platformu’ şeklinde tanıttığım Claim, yıl bitmeden $12m daha yatırım aldı.
👓 Apple Vision Pro’un ilk 2 günü: Bu ürün insan odaklı mı teknoloji odaklı mı (#151 - 6 Şubat)
“1997 yılındaki bir söyleşide Steve Jobs’un ürün yapmaya teknolojinin imkanlarını düşünerek başlamak değil; insan (deneyim) odaklı olup teknolojiyi kullanmak gerektiğini anlatması akıllara Vision Pro’yu getirmedi değil. Vision Pro’da bugün için daha çok teknolojinin imkanları sonuna kadar kullanılmaya çalışılmış gibi duruyor.
Casey’nin söylediği gibi bu cihaz Apple’ın en kötü Vision Pro’su; kıyas için 2007 yılındaki iPhone’u, 2012’deki iPhone’u veya 2018’dekini hatırlamaya çalışın. Sadece uygulamalar değil, cihazın bir takım teknik ve ergonomik kısıtları, interaksiyona geçmenin eski usül hali ve dahası. Ama tüm bunların giderilemez eksikler olmadığı da bir gerçek, 2007’deki iPhone lansmanı kadar dijitali değiştirmeye aday bir lansmanla karşı karşıyayız..
Evet, ileride ‘spatial computing’ başta oyunlar ile eğitim ve iş hayatı olmak üzere dengeleri bozmaya aday, bugün içinse medya tüketimi en çok öne çıkan özellik gibi ki ilk reklamda da neredeyse sadece bunun üzerinde durulmuş. “
Bugüne geldiğimize Apple Vision Pro sadece denemelik, story atmalık bir noktada. Üç yüz bine yakın satış var, o ayrı.
Bu sayıda ‘yeni bir medya protokolü’ ve ‘web3’ün en yeni hype’ı’ şeklinde tanıttığım Farcaster’dan belki bugün pek konuşulmuyor (adı üzerinde, hype); sosyal medya dünyasında Bluesky ve Fediverse ise adlarından fazlasıyla söz ettiriyor.
🍊 YC’den adeta ‘startup sipariş listesi’: ‘Request for Startups’ (#152 - 20 Şubat)
“20 başlıktan oluşan listede ABD’nin ihtiyacı olduğu özellikle vurgulanan 2 başlık var: ‘New Defense Tech’ ve ‘Bring Manufacturing Back to US’. 7 başlık direkt AI ile, 4 başlık sağlıkla, 5 başlık da geliştirici araçları ve B2B ile ilgili. Bir başlık adını Apple’ın koyduğu ‘spatial computing’ ve Web3 de sadece stablecoin’le temsil ediliyor. Benim ilgi alanıma giren başlıklardan çıkarımlarım şöyle:
B2B ölmüyor!
Spesifik AI modelleri
Stablecoin’ler
Açık kaynak”
Liste güncellendi, link aynı, ufak güncelleme ve videolar da eklenmiş.
İlk olarak bu sayıda tanıttığım Citrea, yıl bitmeden Peter Thiel’ın VC’si Founders Fund liderliğinde $14m yatırım aldı. Yine bu sayıda uzun uzun bahsettiğim Galileo, Ocak ayında $45m yatırım aldı.
Soft Commitment çatısı altında dijital öyküler de yayınladık, bu sene üçüncüsü geldi: Pastane.
📞 Bret Taylor’ın yeni girişimi: Sierra (#153 - 5 Mart)
“Vadi’nin en etkili isimlerinden biri olan Bret Taylor’ın $1b değerleme ile yeni girişimi Sierra için yatırım aldığından bahsetmiştim. Sierra’nın detayları belli olmaya başladı. Sequoia ve Benchmark gibi önde gelen VC’lerin $110m yatırım yaptığı Sierra, gelişmiş bir müşteri destek asistanı sunuyor. AI agents şeklinde müşterinin memnuniyeti için gerekli aksiyonları alabiliyor.
Bret Taylor’ın tüm kariyerini bir tarafa bırakıyorum ki mesela OpenAI YK üyesiydi; 7 yıl boyunca Salesforce’un CEO’su olması bile kurucu ile problem uyumu açısından fazlasıyla yeterli. Evet, güçlü rakipleri olsa da Sierra benim gözümde bu dikeyin lideri olma noktasındaki en güçlü oyuncu oldu bile.”
Seirra yıl bitmeden aldığı bir başka yatırımla değerlemesini $4.5b’a çıkarırken en çok konuşulan AI dikeylerinden biri de müşteri ilişkileri ve desteği oldu.
👩🏻💻 Nvidia CEO’su Jensen Huang: “Gençler kodlama öğrenmesin, çünkü gerek kalmayacak” (#154 - 19 Mart)
“Nvidia CEO’su Jensen Huang, geçtiğimiz haftalarda yaptığı bir konuşmayla gündeme oturdu. (Generative) AI’ın gelişimiyle beraber yakında (kendisi tam olarak ‘soon’ diyor) yazılım geliştiricilere ihtiyaç o kadar çok azalacak ki gençler artık kodlama öğrenmesin minvalinde bi konuşma yapan Huang, domain expertise’e sahip olan herkesin AI’la kod yazmaya gerek duymadan yazılım geliştirir hale geleceğini düşünüyor. Konuşmanın en can alıcı bölümü burada.”
Cursor, Vercel, GitHub Copilot falan erken herhalde Jensen bugün çok daha inandırıcı geliyor kulaklara.
Bu sayıda detaylıca bahsettiğim Bilt Rewards da ABD’de yılın en dikkat çeken AI dışı yatırımlarından birine imza attı.
🛒 AI sağolsun girişimin değil, kurucu ortağının ‘acquire’ edilmesini de gördük (#155 - 2 Nisan)
“Google’ın satın aldığı DeepMind’ın kurucusu olan, kısa bir süre önce de Inflection AI’ı kuran Mustafa Suleyman, Microsoft AI’ın CEO’su olduğunu açıkladı. Hayır, Microsoft Inflection’ı satın almadı, evet Mustafa artık tam zamanlı olarak Microsoft bünyesinde çalışıyor. :)
Inflection’ın bazı yatırımcılarına 1.5x ile çıkış imkanı sunan Microsoft, Inflection’ın AI modellerini de Azure altında sunacak. Bu başka bir örneğine rastlamadığım anlaşma için Microsoft $650m ödedi. Inflection yoluna artık Mustafa’sız devam edecek.”
Bu sayıda bir de ‘🇹🇷 Yerli ve milli’ GPT’lerimiz…’ başlığı varmış, ama ne yazık ki bazı denemeler dışında ülkemiz üretken yapay zeka alanında trenin son vagonuna bile uzak.
🏃♂️ ‘Development Velocity’ kavramına dair… (#156 - 24 Nisan)
“Hafta içinde enteresan bir yazıya (‘I asked 100 devs why they aren’t shipping faster. Here’s what I learned’) denk geldim, 100 geliştiriciyle konuşulan, organizasyon veya kişisel olarak yazılım geliştirme hızına odaklanan bir makaleye…
İlk aklıma gelen örnek ise Elon Musk’ın Twitter’ı satın alması. Satın alma sonrasında bir kez daha dev teknoloji şirketlerindeki yazılım ekiplerinin verimliliği tartışma konusu oldu, Musk yazılım ekibinin yarısından fazlasını gönderdi, ama Twitter eskisinden de hızlı ürün geliştiriyor. Tam da bu noktada bahsetmeden olmaz; Twitter’ın geçtiğimiz hafta yayına aldığı bir güncelleme gerçekten konuşulmaya değerdi. URL’lerdeki tüm ‘twitter‘ metinlerini ‘x’ ile replace eden şirket en hafif tabiriyle komik durumu düştü, detaylar burada.”
🧫 Netflix Culture: Freedom & Responsibility (#157 - 14 Mayıs)
“En meşhur kültür dokümanlarından birine sahip olan Netflix, bugün web sitesinde en güncel halini yaşatmaya devam ediyor. Netflix’in kültür sunumu da sakin sakin, sindire sindire okumaya fazlasıyla değer bir doküman: Netflix Culture Deck.
Sunum nereden baksanız 25 yıl önce hazırlanmış, 125 sayfa, şaşıracağınız (yani ‘aa bu konuda da böyle mi düşünüyorlarmış’ diyeceğiniz) bir şey yok, ama tam bir kült.”
🪇 Yeni nesil AI donanımları patladı: Humane ve rabbit (#158 - 28 Mayıs)
“23 Ocak’ta, #150’de size rabbit r1’dan bahsetmiştim. Yeni nesil AI donanımlı donanım cihazları arasında en çok ilgi çeken kendisiydi, özellikle LAM (Large Action Model) ile. Bugün geldiğimiz noktada r1 piyasaya çıktı ve teknoloji analistleri cihazı -adeta- yerin dibine gömdü, ama daha kötüsü var…
İnternet dünyasının ‘araştırmacı gazetecisi’ Coffeezilla, hafta içinde rabbit ile ilgili bir video yayınladı. Bugüne kadar $58m yatırım alan rabbit’in kurucusu ki şirket de aynı, sadece ismi değişmiş, bundan çok değil 3 yıl önce NFT konusunun en hype olduğu dönemde sıfır karbon ile adına Bitcoin 2.0 dediği bir proje üzerine çalışıyormuş. Tüm buzzword’leri (NFT, carbon, crypto, AI, oyun, metaverse) bir arada sunduğu projede verdiği sözlerin hiçbirini tutmayan Jesse Lyu, bu proje için de $6m yatırım almış.
Aralarında Khosla Ventures’ın da olduğu yatırımcılar nasıl rabbit’e yatırım yapmaya ikna oldu onu bilmiyoruz, ama web3 sağolsun gördük ki Sequoia’dan a16z’ye evet dışarıdan çok etkileyici duran bu fonlar içeride enteresan süreçlere (DD gibi) de ev sahipliği yapabiliyor. Dolayısıyla Khosla’nın da bu hikayeyi yeterince bilmiyor olması şahsen beni pek de şaşırtmaz.“
AI donanımlarında gözüm ve kulağım Jony Ive ile anlaşan OpenAI’da.
🔮 Plausible Tomorrows [sunum] (#159 - 11 Haziran)
“Khosla Ventures geçtiğimiz aylarda -benim yeni keşfettiğim- dikkat çekici bir rapor yayınladı: Plausible Tomorrows (.pdf).
Raporda 2035 ile 2049 yılları arasında yaşayacağımız geleceği dair bir takım tahmin ve öngörüler var. Gelecek 5 yılı tahmin etmek çok zor, ama 11-25 yıl aralığında da bir tahminde bulunmak görece çok daha kolay, aşağıda satır başlarını iletiyorum, raporda biraz daha detaylı cümleler var.
Birey ve hatta şirket olarak şu an bunlara bakıp bir aksiyon almak kolay daha doğrusu pek akıllıca değil ama ülkeler için durum tam tersi…”
159. sayıda bir de uzun uzun Apple AI’dan bahsetmişim (hatta stratejilerini fazlasıyla övmüşüm de), ama yayına girse de kullanan o kadar az ki, yılın ilk sayısı için bu konu da notlarımda.
👩🏼💻 ABD’deki geliştiricilerin işsizlik oranı artıyor, maaşları düşüyor (#160 - 2 Temmuz)
“The ADP Research Institute imzalı bir araştırmaya göre; ABD’de geliştiricilerin tam zamanlı bir işe sahip olması index’i 2018 başında %100 olarak kabul edilirse; pandemiden önce, Kasım 2019’de %110’lara çıkıp, bugün ise %83’e düşmüş. Diğer yandan yazılım geliştiricilerin ortalama geliri düzenli olarak artıyor, ama bu artış diğer iş kollarıyla kıyasladığımızda aslında negatif bir büyümeyi gösteriyor.
#157’de ‘Geleceğin Programlama Dili: İngilizce’ başlığında daha detaylı bu konuyu ele almıştım.”
🟦 CrowdStrike krizi, Microsoft’un mavi ekranı, kurumsal şirketlerin risk departmanları… (#161 - 30 Temmuz)
“CrowdStrike’ın ne kadar büyük ve yaygın kullanılan bir şirket olduğunu öğrendik, Microsoft’un bir süredir GitHub, AI ve açık kaynak dünyada yaptıkları bazılarımıza belki Windows’un kötü imajını unutturmuştu, trajikomik bir halle kötü imaj bir yirmi sene daha tazelendi…
AI için regülasyon konuşuyorken teknolojinin her alanında buna ihtiyaç olduğu, ve AI’dan daha öncelikli konuların da olduğu tokat gibi yüzümüze çarptı. Nasıl uçaklar her kalkış öncesi çok sıkı denetimlerden geçiyorsa ve milyonda bir hata seviyesini yıllardır yakaladıysak dünyanın en yaygın işletim sisteminin super-admin yetkisine (daha teknik bir ifadeyle; kernal access) sahip yazılımının güncellenmeleri de çok daha dikkatle yapılmalı, aynı özen burada da gösterilmeli.
Konu Windows’un pazar dominasyonu değil, ‘yerli ve milli işletim sistemi‘ de değil, tekelleşme kötü ama çözüm; havacılık sektöründe hem de global olarak uygulanan regülasyona benzer bir yapıyı teknolojinin bu gibi kritik yerlerine de getirmek.
Gelelim şirketlere ve risk departmanlarına; binlerce blgisayarınızda kernal yetkisi verdiğiniz bir yazılımın çalışmaması, manuel bir müdahalenin gerekeceği bir durum için hiç mi acil eylem planı hazırlanmamış, gerçekten şaşırtıcı?
THY’yi de tebrik ediyorum, çok hızlı aksiyonla neredeyse hiç etkilenmediler ki 19’u sabahı bir THY uçuşum vardı olayı anca inince gördüm.
Post mortem tadında bir teknik bir analiz okumak isteyenler için The Pragmatic Engineer’ın ilgili sayısı burada.”
Yılın en ilginç teknoloji olaylarından biriydi kesinlikle ve 2025’de de çok benzerini yaşamamızın önünde hiçbir sebep yok.
🧨 ‘VERY BIG TECH’ (#162 - 13 Ağustos)
“Adına ‘big tech’ dediğimiz şirketler hükümetleri, insanları, teknolojileri ve çalışma hayatını çok derinden etkiliyor. Her anlamda çok ama çok güçlüler; bilançolarıyla, sahip oldukları ürünlerin son kullanıcıdaki -ve şirketleredeki- derinden etkisiyle ve lobicilik faliyetleriyle. Lobicilik önemli, dünyamızdaki dönemleri düşünürsek bu yeni dönemdeki kuralları belirlemek için hala o kadar kısıtlı bir süre geçti ki…
Akılcı davranarak bu ‘düzensizlikte’ istedikleri gibi at koşturabiliyorlar. ABD merkezli bu şirketler, ABD’deki kural koyucuları da dinlemiyorlar, hele bizim gibi ülkeleri tabiri caizse parmaklarında oynatıyorlar. Zaten denetlen-e-miyorlar da. Ve tüm bunları kendi içlerinde delicesine bir ‘dalaşın‘ içindeyken yapıyorlar.
Bugün için gelecek yıllara, iş hayatına, yaşantımıza en çok etki etmesi beklenen teknoloji olan generative AI’da en büyük yatırımları yine big tech’ler yapıyor. Onların yatırım yapmadıkları şirketlerin büyüyüp, kendi pazarlarında söz sahibi olması neresinden baksanız çok zor. Diğer potansiyel teknolojik dönüşümlerin ise ürün-pazar uyumu dediğimiz penetrasyonu sağlaması yine büyük oranda bu şirketlerin elinde. Bugün artık ‘big tech’ demek için çok geç kaldık, izninizle ben artık ‘very big tech’e geçiş yapıyorum.”
Benim için 2025’in temalarından biri kesinlikle buydu: ‘very big tech’.
🏡 Eric Schmidt’ten ‘olay sözler’: “Google work-life balance’ı tercih etti” (#163 - 27 Ağustos)
“Stanford’da bir derse konuk olan Eric Schmidt, Google’ın work-life balance’ı tercih ettiğini, bu tercihle uzun vadede kaybedeceğini, startup’ların kazanacağını söyledi ve şöyle sordu: ‘Kendinizi şirketini yeni kuran bir girişimcinin yerine koyun; insanların haftada dört gün evden çalışmasına izin verir miydiniz ya da 18’de takımınızın ‘kontağı kapatmasını’ ister miydiniz?’.
Eski bir Google CEO’sunun hatta kuruculardan sonra Google’ı Google yapan ismin şu sözleri de enteresan: ‘AI startup’ları önce tüm veri ve IP’leri izinsiz kullanır, sonra da en iyi ürünü çıkarınca avukat ordularıyla işin üstesinden gelir’.
Schmidt, kısa süre önceye kadar foundation model kategorisi dışında kalan, uygulama katmanında ürün geliştiren şirketlere yatırımlar yaptığını ama artık bu ‘küçük modellerin’ kazanan olmasına daha uzak olduğunu söylüyor. Yani büyük modeller, frontier’lar kazanacak diyor. Hatırlarsanız bu ayrımı geçen hafta Bessemer de tartışmıştı. Bu arada evet, Google Deepmind’ı Schmidt’in yönetiminde satın almıştı.
Schmidt AI agent’ların, large context windows’ların çok değil 2 yıl sonra çok önemli değişimlere yol açacağını düşünüyor, yine bir büyük model bet’i. Tabii büyük modellerin derti de büyük oluyor, Schmidt, Sam Altman’ın OpenAI’ın bu noktaya gelmesi için ‘belki de $300b yatırıma ihtiyacı var’ dediğini söylüyor. Ayrıca ABD’nin enerji kaynağı olarak bu yatırımı kaldıracak bir altyapıya sahip olmadığını düşünüyor.”
🏋🏼 Founder Mode (#164 - 10 Eylül)
“En son bıraktığımda YC’nin de kurusu olan Paul Graham’in makalesini paylaştığı tweet’i 20 milyon görüntülenmedeydi. Aslında çok farkında olduğumuz bir konuda, güzel bir örnek üzerinden, kısa ama çok güçlü bir yazı ile tüm dünyada geçtiğimiz haftanın gündemini belirlenmiş oldu: Founder Mode (vs Manager Mode).
Ben bugüne kadar founder mentality’yi kullanmayı seviyordum, #139’daki Uber örneğinde olduğu gibi. İsminden bağımsız nedir bu founder olma hali derseniz; şirketi kuran kişinin; şirket büyüdükçe kendisinin varlığıyla var ettiği değerler olarak anlatabilirim: vizyon, kültür, detaylar ve şirketin birincil varoluş arzusundan kopmama ilk aklıma gelenler.
Makaleyi okuyunca kafamda canlananlar şöyle;
Founder mode fight’dır, öyle ki Vadi’nin en önemli ikinci hızlandırma programı Alchemist; ilk gün ilk oturumda founder’ları karşısına alır ve söze şöyle başlar: ‘asla intihar etmeyin’.
Stripe tam olarak bu sebeplerden ilk işe alımlarının yarısından fazlasını ‘eski’ kuruculardan yapmıştı. Bir başka örnek; PayPal kurucuları, ilk yıllarında MBA mezunu birini işe almama kuralı koymuştu.
Bir kurucu en çok diğer bir kurucudan öğrenir, ‘founder to founder’ iletişim ve tavsiye zinciri en kritik konu.
Ne yazık ki hiçbir üniversitede founder mode öğretilmiyor, ne yazık ki hiçbir büyük aile şirketinde ikinci nesilden itibaren founder mode (ya da mentality) kalmıyor.
Founder mode coğrafyadan coğrafyaya değişir, fight’ın dozu artabilir, mesela bence ABD’de 2 yıl founder olmanın mental yıpratıcılığı, ülkemizde 1 yıla falan denk geliyor.
Manager mode yani beyaz yakanın çalışma motivasyonları değiştikçe founder mode da kendini uyumlamak zorunda kalıyor. Aynı ülkede de beş sene önceki founder mode ile bugün aynı değil, daha doğrusu olmamalı.
Bir önceki sayıda Eric Schmidt’in Stanford Üniversitesi’ndeki sözleri üzerine work-life balance‘a değinmiştim, aslında en-direkt de iki yakın konu diyebilirim.”
😲 Klarna, SaaS aboneliklerini iptal ederek yerine içeride AI ile terzi usûlü ürünler geliştirecek (#165 - 24 Eylül)
“Klarna CEO’su hafta içinde yaptığı açıklamada Klarna’nın SaaS aboneliklerini yavaş yavaş iptal ederek, yerlerine AI ile içerde terzi usûlü ürün geliştireceğini söyledi. Daha önce de müşteri desteğindeki iş yükünün 2/3’ünü AI’a yaptırdıklarını açıklayanşirket belki ki hem AI kullanmayı hem de bunu beyan etmenin yansımlarını sevmiş.”
Klarna CEO’su daha sonra da Klarna’nın sürekli küçülen bir şirket olacağını, AI ile daha verimli çalışan ama az sayıdaki insanla yoluna devam edeceğini açıkladı.
🇪🇺 Avrupa Birliği’nin fintech’i Wero (#166 - 8 Ekim)
“ABD Visa’nın monopoly olduğu gerekçesiyle şirkete dava açarken AB’de ise 16 büyük banka Wero adından bir fintech kurdu.
Bizim için biraz ‘Internet Explorer mı kullanıyorsun’ tepkisine yol açabilir ama; Wero ile anlık olarak ve 7/24, bankalar arası para transferi mümkün hale geldi. Şu an için 31 banka bu ağın içinde, ayrıca Wero kısa süre içinde online ve fiziksel noktalarda ödeme yeteneğine de kavuşacak. Banka sayısının da günden güne artması bekleniyor. Fransa, Belçika ve Almanya; bankaların şimdilik ağırlıklı olarak konumlandığı ülkeler.”
HSBC gibi Wero’da da gidişat çok parlak değil ama odaklı entegrasyonlar ve işbirlikleri sürüyor.
⛓️ State of Crypto Report 2024 (#167 - 22 Ekim)
“2021 sonu itibarıyla Amerikalıların mükemmel markalama yetenekleriyle adına web3 demeye başladığımız kripto sektörüne -ki ben de böyle demeyi daha çok seviyorum- dair en detaylı ve merakla beklenen o rapor yayınlandı: a16z imzalı State of Crypto.
Rapordan öne çıkardıklarım şöyle;
Sektöre web3 demeye başlamamızdan sonraki 2 seneye hızlı bir bakış atsak; artık kriptonun regülatörlerin ve kurumların (uygulama değil, yatırım ekseninde) çok daha yoğun bir şekilde gündemlerinde olduğunu, ikinci katman çözümleri ve Ethereum’un PoS’a (Proof of Stake) geçişiyle hızlanan ve ucuzlayan işlemler, stablecoin’lerin iyiden iyiye ürün-pazar uyumunu bulması aklıma gelen ilk pozitif gelişmeler olarak aklıma geliyor.
Türkiye, mobil kripto cüzdan kullanımında dünyada 11. sırada. Tüm dünyada aylık aktif 30 milyona yaklaşan bir kullanıcı var. Kripto para sahiplerinin sayısı ise dünya genelinde 617 milyon. Bir başka deyişle halihazırda kripto sahibi olduğu halde, bu kriptolarını kullanmayan kesim %95.
Bu 617 milyonun 40 milyonu ABD’den, ülkede 18-34 yaş arasındaki 4 kişiden 1’inin kriptosu var.
Multichain ve interoperability diyoruz ama aşağıdaki görsel ikinci katmanların işin içine gerçekten girdiğini, önemli bir akışkanlık olduğunu net bir şekilde gösteriyor. Bu geçişken dünyanın önemli vaatlerinden biri de ucuz işlem veya gaz ücretleriydi. Ethereum’da ortalama bi gas fee 2021’de $12’dan 2024’de $1’a inerken, öne çıkan L2’lardan biri olan Base’de şu an bir transfer yapmanın bedeli $0.01’in de altında.
Vaatler tabii ki bu kadar değildi, işlem hızlarında da 2020’den bugüne 50 katlık bir artış var. Peki örneğin en aktif L2’lardan Base ile mesela Visa’yı kıyaslayalım; Base saniyede 64, Visa ise 1700 işlem yapma (TPS) kapasitesine sahip… Yani gidilecek yol hala uzun.
#130’da uzun uzun account abstraction’dan bahsetmiştim. Kriptonun kullanıcı deneyimi açısından en önemli yeniliklerinin başında gelen AA’ya gelin yakından bakalım; aylık aktif kullanıcı sayısı 10 milyon dolaylarında. Yine #128’de uzunca bahsettiğim ZK (zero-knowledge proof) teknolojisi için aktif olarak çalışan 250’nin üzerinde startup var. Gelişmeler var, ama biraz daha zamana ihtiyaç da var. En başta bu iki konu, kripto dünyasının kullanıcı deneyimini değiştirebilecek, gizlilik ve hız katma noktasında fark yaratacak konular.
Gördüğünüz gibi Soft Commitment’ta bugünü değil yarını konuşuruz 2 konu için de 2 seneyi geçmiş ilk bahsetmelerimin üzerinden.
DAO’ların hazinelerinde tuttukları meblağ $15b’ı aştı, bunun %80 kendi token’ları.
Peki A16Z’ye göre kripto dünyasına AI’dan ‘ekmek’ pardon kullanım alanı yok mu, tabii ki var. Bu noktada a16z 4 konuyu öne çıkarmış; ilki içeriklerin doğrulanması. Ardından işlemci gücüne erişimi kolaylaştırma noktasında bir platform sunma, açık ve kullanıcı sahipliğinde yapay zeka şirketleri kurma, son olarak da IP sahipliği ve veri sunmanın teşvik edilmesi ve maddi faydanın sunulması. Baktığımda; 2, 3 ve 4. maddeler kriptonun kendi içinde de henüz tam olarak çözemediği, hayata büyük ölçekte geçiremediği konular. Birinci konuysa altyapı katmanında pekala büyük bi ihtiyaç.”
Yılın en çok okunan ve belki de ses getiren sayısı: "Every startup is a media company. Every founder is an influencer."
🏁 “SaaS Era is Over” (#168 - 5 Kasım)
Soft Commitment’ta bu konuya dair;
#139’dan “SaaS’ların geleceğine LLM etkisi”
#159’dan “SaaS bitiyor mu?”
“Eski Facebook VP of Product’ı, Slow Ventures GP’si Sam Lessin, dikkat çekici bir paylaşım yaptı. Benim de daha önce işlediğim SaaS iş modelinin geleceğine dair…
Sam, yazılımın (SaaS) bir iş modeli değil, işin ta kendisinin bir parçası olan bir parça olduğunu söylüyor, yapay zeka ile beraber yazılımın da çok daha kolay şirket içinde geliştirilebilir bir şey olacağını ekliyor. Hatırlarsanız #165’te söylediğim gibi Klarna da SaaS aboneliklerini tek tek sonlandırıp, kendine özel çözümleri, içeride geliştiriceğini açıklamıştı.
Sam, ayrıca bu farkındalıkla SaaS’larda churn’lerin hızla artacağını düşünüyor. PLG’nin işe yaramadığını iddia ediyor.
Bu bölümü sonlandırmadan, SaaS’ların geleceğine dair iki öngörü
Bu noktadaki dönüşümde açık kaynağa da bir selam çakmak lazım. Yazılım dünyayı yiyor, açık kaynak da kapalı kaynağı.
Bir başka dikkat çekmek istediğim konu da yine LLM’lerle alakalı. Salesforce CEO’su katıldığı bir podcast’te, uzun vadede Salesforce’un yazılım değil de AI agent kullanımı satacağını, müşterilerinin çok sayıda (Salesforce için sayı veriyor ve bir milyar diyor) AI agent’a sahip olacağını söyledi.”
💳 Visa: Stablecoin’ler, sadece altı senede Visa’nın ödeme dünyasındaki hacmine çok yaklaştı (#169 - 19 Kasım)
“Visa, Allium Labs ile işbirliğine giderek yeni bir dashboard yayınladı. Visa’ya göre örneğin son 30 güne bakacak olursak zincir üstü veriye baktığımızda $2,3t görülüyor, ama gerçekten bir ödeme için yapılan işlemlerde hacim $600b. Yani neredeyse 5’de biri. Visa’nın açıkladığı bir diğer ilgi çekici metrik ise tüm ağlarda toplam 30 milyona yakın aktif cüzdan stabil kripto paralarla işlem yapmış.
Visa blokzincir alanında oldukça aktif ve kaliteli içerik üreten bir takıma sahip. PoC çalışmaları da Soft Commitment’a birden çok kez konu olmuştu.
Son olarak RWA üzerine çalışan Visa, bu çalışmasıyla hem önemli bir noktaya ışık tuttu, hem de gerçek zamanlı olarak çalışan adeta bir ‘başvuru kaynağı‘ hazırlamış oldu.”
😨 Slack raporu: Çalışanlar AI kullanmakta hala dirençli, sebepler ise hep sosyal meseleler (#170 - 3 Aralık)
“Rapor, bu alanda ürün geliştiren veya geliştirmek isteyenler için oldukça değerli veriler içeriyor. Karar verici kadro yapay zekaya yatırım yapmakta neredeyse sıfır çekinceli, çalışanların çok önemli bir bölümü bu teknolojinin öneminin, işlerininin geleceğindeki yerinin farkında. Ama konu yapay zekayı kullanmaya geldiğinde; çalışanların %48’i yapay zeka ürünlerine karşı rahat değil. üç ana çekince göze çarpıyor, hepsi sosyal konular:
Yapay zeka kullanmak hile yapmış, haksızlık etmiş gibi hissettiriyor
Daha az yetkin biri gibi görünme korkusu
Tembel biri gibi algılanma endişesi
Üzerine düşünmeye değer kesinlikle.”
Bu sene çok sayıda AI’ın kurumsal adaptasyonuna dair çalışma ve gelişme işledim ama kesinlikle en vurucu olan buydu.
🧨 AI agents is the new SaaS? (#171 - 17 Aralık)
“Silikon Vadisi ‘Software Is Eating the World’ derken sözü geçen software = SaaS’dı desem yanlış olmaz. Son 20 yılda 300’ün üzerinde SaaS unicorn’u ortaya çıktı, yapılan yatırımların neredeyse yarısı SaaS’lara aktı. Bir önceki sayıda da manşeti AI Agents’a ayırmıştım. Bugün de YC’nin şu videosundan hareketle ayrı bir açıdan konuya bakalım istedim, AI agent’lar yeni SaaS’lar mı?
İnternetin tarihine baktğımızda tüm ana ürün kategorilerini (mobil işletim sistemi, fotoğraf, e-posta, takvim…) very big tech kazandı. Niş dikeyler kategorisi, kendi liderlerini yarattı (Airbnb, Uber…). Üçüncü olarak B2B SaaS kategorisi geliyor. Bir teknoloji şirketi ortalamada 112 ile 371 arasında farklı sayıda SaaS ürünü kullanıyor. İnanılmaz dağılmış, çok sayıda dikeyde kırmızı okyanusa dönmüş bir kategori. Evet compound product’lar bundling’e sebep oluyor, Salesforce gibi oyuncular ve başka faktörler de. Ama kategorinin asıl yeni ‘düşmanı’ AI agent’lar.
Gelin konuya bir de tersten bakalım; internetin geçmişinde gerçekleşen bu katmanlar, üretken yapay zekaya da şöyle yansıyacak: ana ürünleri (foundation models) yine very big tech geliştirecek, mesela voice gibi ana kullanım alanlarında ise ElevanLabs gibi oyuncular köşeleri kapacak. Üçüncü ve son olarak niş AI çözümleri (Vertical AI) ise AI agent’lar olacak.
Bu noktada kafamda dönenler;
AI agent’ları SaaS’lardan ayıran en büyük fark; uygulamaların UI ve UX’inin de AI desteğiyle beraber büyük bir pradigma değişimi yaşanacak olması. Örneğin her bir müşteride farklı bir arayüz ve/veya akışla çalışacak AI agent’lar, anlık değişen arayüzler pek de uzak bir gelecek değil.
Google hafta içinde Project Mariner adını verdiği AI agent’ını tanıttı ama bu alanda very big tech’ler nasıl B2B SaaS’larda pazar kapamadıysa sektör spesifik çözüm geliştirmede yine şansları pek yok. Yoksa AI’la bu spesifikasyona, bilgi birikimine de ihtiyacın olmayacağı bir noktaya gider miyiz dersiniz?
Bu noktada ilk akla gelen sorulardan biri de ‘bugünün B2B SaaS’ları ne yapacak?’ Halihazırda müşteri ve sektörel bilgi birikimleri varken pekala kendi rakiplerini yine kendileri de içeride çıkarabilirler.
Klarna SaaS kontratlarını bir bir sonlandıracağını, ürünleri AI ile beraber kendisinin geliştireceğini açıklamıştı. Genel olarak pazarda bir küçülme de beklenebilir.
Muhtemelen SaaS’ların genelde ‘per seat’ metoduna dayalı olan ücretlendirmemekanizmaları zamanla ucuzlamaya başlayacak; yeni yeni ortaya çıkan AI agents temelli çözümler SaaS’lara nazaran çok daha hızlı müşteri kazanacak (bakınız en sonda yer alan grafik).
AI agent’lar için de iki problem ya da fırsat göze çarpıyor; #170’de de işlediğim, bir pazar yeri ile AI agent’ların birbirleri arasındaki entegrasyonu sağlayacak ‘Zapier for AI Agents’ çözümü (ki bunu Stripe CTO’su geliştirmeye başladı bile).”
Bu yılki sayılardan okuma önerileri:
3 boyutlu görselleştirmeyle beraber (ve Türkçe) LLM’ler nasıl çalışır?
Sam Altman’ın keşke biri bana söyleseydi dediği 17 tavsiye: What I Wish Someone Had Told Me
Kesinlikle bu yılın bence en kafa açıcı okumalarından birisi, LLM’lerin gelişmesiyle beraber yazılımlar nasıl bi şeye evrilecekler: Malleable software in the age of LLMs
Bugün ABD’deki beyaz yaka iş gücünün yaklaşık %10’u ‘yönetici’ konumunda, ama AI ile herkes aslında kendisinin de yöneticisi olacak: The Knowledge Economy Is Over. Welcome to the Allocation Economy
ABD’de yapılan bir araştırmaya göre; mahallede Starbucks varsa o mahalleden çıkan girişim sayısı yüzde 5 ile 12 oranında artıyor. Birinci sebebi de network’e erişim. Starbucks değil ama İstanbul’da öyle mekanlar biliyorum ki oranı %100 arttırıyor. :) Araştırma burada.
User Onboarding’e dair çok güzel (hatta gördüğüm en güzel) kaynak şurada: UserOnboard.
Microsoft CEO’su Satya Nadella, tabiri caizse akışta kalmak için her gün 2 kere girişimcilerle, diğer şirketlerin CEO’larıyla ve VC’ler ile toplantı yapıyor. Bence de çok akıllıca.
Bir arkadaşımla konuşurken ilgi ve beğeniyle takip ettiğim 37signals ekolünün ilk kitabını es geçtiğimi fark ettim: Getting Real (.pdf).
Sevgili Erman,
Substackdeki "Founder Mode" çevirisi ve yorumların, tam da ihtiyacım olan noktada bana ilham verdi. Kurucu-yatırımcı ilişkilerini optimize edebilmek ve "Usta-çırak" rollerini birbirine karıştırmamak adına yaptığın dokunuş, kafamdaki karışıklığı gidermeme yardımcı oldu.
Paul Graham'ın yazısını Türkçe startup ekosistemine kazandırıp, üzerine kendi deneyimlerini de katman çok değerliydi. Bunun üzerine ben de kendi durumuma özel bir yol haritası çıkardım.
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Senin paylaşımların da ekosistemimize değer katmaya devam ediyor.
Teşekkürler,
Doğan
2024 dolu dolu geçmiş ki biz de okurlar olarak şahidiz. Emeğine sağlık.